Heval Zeliha Yüksel Üçok Mimar / Architect
“Cephe prekast beton panellerle kaplandı. Sirkülasyon alanlarının düzensiz pencere boşlukları ve bu farklı renkteki plakalar dolaylı olarak hafızamızda ki bal / petek hissine bir gönderme. ”
İlk üretim tesisinin de içinde yer aldığı arazinin bu büyüklükte bir yapıyı koyabileceğimiz tek boş yerine yerleştirdik yapıyı.Daha sonra çevresindeki araziler de satın alındı ama o zaman tek seçenek şu an bulunduğu nokta idi. Endüstri yapılarının düz arazide ve çelik yapılar olması en sık rastladığımız bir durum. Ama bu örnekte söz konusu yapı, eğik bir arazide yer alıyor. Bu yüzden üst kotun toprak seviyesini yakalayana kadar betonarme olması kararı neredeyse kendiliğinden oluşmuş oldu. Üst katlarda betonarme olarak devam etmek ise üst katların da üretim mekânları olarak kullanılabilme olasılığı üzerine belirlendi.Kalıp sistemlerini ve yapısal özellikleri sürdürmek açısından kullanışlı bulduğumuz bir durumu işlevsel kullanışlılıkla birleştir ince bütünüyle betonarme bir yapı neredeyse tek seçenek haline geldi.10 metreyi bulan kot farkının içine yerleşen yapı yol tarafından bakıldığında 2 katlı görünmekle birlikte gerçekte 6 katlı bir yapı. Alt 4 kat üretim ve depolamalar için üst 2 kat ise ofisler için kullanılıyor.Depolama ağırlıklı olarak toprak altındaki katta üretim katların orta kısmında çepere yakın bölümlerde destek bir imler i var. Of islerde ise yerleşme dış duvara yakın ve orta kısımda ortak alan olarak atrium var. Üretimin istenmediği gün ışığı ofisler in en çok isteneni.Renklerin ve boşlukların rastgelelikle tasarlanmışlık arasında durarak tanımladığı bu büyük kütlenin taşıyıcı sisteminden cephesine kadar aynı malzeme ile çalışılmış ve aynı malzemenin farklı kullanımlarıyla zenginleştirilmiş bir deneyim olduğunu söyleyebiliriz.”
NEVZAT SAYIN İLE SON PROJELERİNDEN BALPARMAK ÜRETİM ve YÖNETİM YAPISI ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Balparmak’ın Çekmeköy yerleşkesindeki yeni bir fabrikasını tasarladınız.Yapı tamamlandı ve geçtiğimiz aylarda kullanılmaya başlandı.Bize biraz bu projenizden ve süreçten bahsedebilir misiniz? Mevcut bir kampüse yerleşmenin avantaj ve dezavantajları oldu mu?
Aynı kampüs içinde uzun süredir üretim yapan bir kurum için yeni bir yapı istendiğinde hem topoğrafyayla hem de eski yapılarla olan ilişkiler özel bir öneme sahip oluyor.İki ucu arasındaki kot farklı ve mevcut yapılarla ilişkisi açısından alışılmış endüstri yapılarında oldukça farklı bir yapı elde ettiğimizi söyleyebilirim.İç işleyişi açısından üretim ve araştırma alanlarının gün ışığından korunması gerekliliği önemli bir konu. Bu nedenle yapı dış duvarlarına yakın olan bölümler sirkülasyon, içerde kalan bölümler ise üretim ve araştırma için ayrıldı. Aşağıdan yukarıya doğru;depolama, üretim, araştırma, ofisler, sosyal mekân olarak sıralanan işleyiş dışarıdan bakıldığında anlaşılmayacak bir yapının içinde cereyan ediyor. Sirkülasyon alanlarının yapının dış çeperlerinde olması üretim ve diğer kullanımların yapıdaki yerlerini tahmin etmemizi olanaksız kılıyor. Yapının genel dolaşım ilişkileri dışında kampüs içinde bulunduğu yer ve diğer yapılarla olan ilişkisi açısından bağımsız bir yapı davranmasının doğru olacağı düşüncesiyle tekil bir yapı gibi ele alındı.Bu yüzden sonuçta elde edilen kütle etkisi dolayımlı da olsa kurumsal kimlik konusunda önermeleri olan bir yapının karakteristik özelliklerini taşıyor. Endüstri yapılarında çok tecrübeniz var. Bu konuda çok sayıda iyi referans sayılabilecek projeniz var. Önceki işlerinizden de örnek vererek; biraz endüstri yapılarının tasarımına dair düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
20.yy’ın en önemli yapı türlerinden biri endüstri yapılar ı. Bir şey üretmek için üretilmiş olmalar ı bir çok insana neredeyse işlev kabuğu gibi ele alınmalar ının yeterli olacağını düşündürüyor ve bu yüzden de prefabrikasyoncular ın deyimi ile “alan kapatmak” diye bakılıyor bu tür yapılara. Oysa mimarlık tanımıyla,üretim tanımı arasında birçok benzerlik var. Dolasıyla endüstriyel yapıyla, endüstriyel üretim birçok parametreyi paylaşıyor. Ekonomik olması; kısa sürede yapılması; doğrudan ya da dolayımlı ilgili girdilerin iyi örgütlenmesi; basit, kolay ve sürdürülebilir olması; zamanın ruhun taşıması; yeni gelişmeleri kullanması; kalitenin süreçte denetlenmesi gibi çok önemli noktada benzer nitelikteler. Belki de bu yüzden kötü bir yapıdan iyi bir üretim çıkmıyor. Beni en çok ilgilendiren diğer bir konu da toplumun en alt ve en üst tabakalarının aynı yapıda bir arada olmasının kaçınılmazlığı o yapıları gergin ortamlara dönüştürüyor. Mavi yakalıların ve beyaz yakalıların bir aradalıkları, bu gerginliğin kendine has başka yaşama/çalışma kültürü oluşturulmasının da koşulu. Birçoğu 3 vardiya ile 24 saat çalışan bu yapılar taşıdıkları enerji ile iyimser bir gelecek tasavvurunun çok önemli girdilerini oluşturuyor. Biz olabildiği kadar zorlayarak en farklı kesimlerin aynı kapıdan girdiği aynı ortak yapıları paylaştığı, yönetim ve işletme bölümlerinin bir bütün olduğu yapılar tasarlamaya çalışıyoruz.
Geçenler bilirler; Çekmeköy’den Çavuşbaşı istikametine giderken çok dik bir eğim ile yolun tepeleştiği bir an olur. İşte o en yüksek noktan, çok uzaklarda bal rengi tonları bir yapı göze çarpar. Balparmak’ın bu yeni yapısı böyle güzel bir görüntü de veriyor.Bina tasarlanırken dışarı ile ilişkisini ne kadar önemsersiniz? Bu yapıda böyle bir açıyı hesaplamış mıydınız?
Duvar dışlarıyla içerinin ara kesitin asal bir yapı elemanı olarak hem içeriye hem de (ve belki daha çok) dışarıyla bağlantılı. Bu yüzden ve kesinlikle yapıların dışarıdan nasıl görüneceği çok önemli bir veridir. Olası bütün açıları hesaplamak da mimarın görevidir. Bu yapının nereden, nasıl görüneceği ile neye benzeyeceğini hesaplamaya ve rastlantıya bıraktığımız bölümlerinin olabildiğince az olmasını sağlamaya çalıştık. Gözünüze çarpan “bal rengi tonlar” da bu çalışmanın sonucu. Ümraniye tarafından ya da Dudullu Organize Sanayi Bölgesi tarafından gelirken 5 km öteden belirgin bir biçimde görünür olması da bu yüzden.
Cephesi hangi malzemeden ve renkleri özellikle mi seçildi?
Cephe prekast beton panellerle kaplandı.Sir külasyon alanlarının düzensiz pencere boşlukları ve bu farklı renkteki plakalar dolaylı olarak hafızamızda kibal/petek hissine bir gönderme.
Doğal malzemeler kullanıldığını görüyoruz projede.Sizin doğala ve yerele verdiğiniz önemi sizi takip edenler bilirler.Bu projede böyle malzemeler seçildi mi?
Her yapıda “doğal olan” tanımı değişir.Bu yapıda doğal olan gün ışığı istenmeyen mekânların ortaya,dolaşımların ve ofislerin çeperlere yerleştirilmesiyle,işletme bölümünün sağlık koşulları nedeniyle tam kapalı bölümler olarak tasarlanmasıyla buna karşılık sosyal mekânların günışığı,teraslar ve açılabilir pencerelerle donatılmasıyla sağlandı diyebiliriz.Yerel olanı o yere ait olmak diye anlarsak bir az önce saydığım nedenlerle ‘yerel ’bir yapı olduğunu söyleyebiliriz. Bu projede hangi doğal taşı tercih ettiniz?
Doğal taş kararı bana bırakıldığında her zaman Marmara kullanırım mekânın kullanımı, yeri, ışığı, önemi, etkisi gibi konularla kesimini değiştiririm.Bu konularda işverenlerimizin özel bir isteği olmaz; bu tasarımın bir parçasıdır.
Dergimiz doğal taş ağırlıklı olduğu için genelde sorduğumuz bir soru var: Ülkemiz mermer kaynakları açısından çok zengin. Bu değerli malzemenin yeterince kullanıldığını ve yerel olana yeterince kıymet verildiğini düşünüyor musunuz? Siz doğal taş kullanıyor musunuz? Acaba Marmara mermeri haricinde en çok tercih ettiğiniz doğal taş hangisi?
Yeterince kullanılmadığını, kullanıldığında da çoğu zaman kötü kullanıldığını düşünüyorum. Taş ile halı kaplama arasında bir fark kalmıyor oysa malzemenin özelliklerini ortaya çıkarmada zorlamalar denenmek yerine bütün malzemeler dekoratif bir yüzey elde etmek için kullanılıyor.Marmara’dan sonraki tercihim traverten.
Söyleşi yaptığımız her mimara yerel veya global olarak izlediği ve önemsediği tasarımcı ve/veya mimarları soruyorum. Eğer sizin de varsa ve bizimle paylaşırsanız memnun olurum.
İşin doğrusu kimin ne yaptığını bilmek isterim ama Han Tümertekin, Emre Arolat, Cengiz Bektaş, Ömer Selçuk Baz, Şevki Pekin, Alişan Çırakoğlu,David Chipperfield, Peter Zumthor, Herzog de Meuron en çok merak ettiklerim olabilir.