Önde eski bir Ermeni kilisesi olan Getronagan, onun arkasında ise Galata Kulesi… Ofist tarafından projelendirilen 180 metrekarelik loftun tasarımında, doğallık, kullanışlılık, rahatlık ve Karaköy’ün ruhu başrolde yer alıyor. Uzun yıllardır İstanbul’un en işlek ticaret merkezlerinden biri olan, bugünlerde ise gün geçtikçe bir yenisi daha eklenen sanat galerileri, butikler, lokantalar ve otellerle şehrin aktüel yaşamının merkezi olmaya başlayan Karaköy semtinde, İç Mimar Yasemin Arpaç ve Sabahattin Emir ortaklığındaki Ofist tarafından projelendirilen çatı katı, orta yaşlarda bekar bir erkeğin kişiliğine, yaşam tarzına ve ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmış. Ev sahibinin yasam tarzı ve dinamik karakteri kadar Karaköy’ün en canlı sokaklarından birinde yer alıyor olması, loft dairenin tasarımında yapılan malzeme seçimlerinin ve alınan tasarım kararlarının en önemli belirleyicileri olmuş. Evin tasarımındaki anahtar sözcükler şunlar: Doğal, rahat ve kullanışlı… Evin içine daha çok günışığı ve daha çok manzara alabilmek strüktürel yaklaşımın hedefi olmuş. Yapının ön cephesinde bulunan küçük pencere açıklıkları binanın eni boyunca genişletilmiş. Kullanılan kayar katlanır pencere sistemi açıldığında oturma odasının kendisini bir balkona dönüştürüyor. Geniş dikdörtgen bir pencere de çatı eğimine yerleştirilerek asma kata da ışık ve manzara sağlanmış. Tasarımcıların mekânı tasarlarken genel yaklaşımı ise evi fonksiyonlarına göre hacimlere bölmektense, her biri kendi başına birkaç fonksiyonu karşılayan üç-dört ana fikir etrafında, tüm mekânı, bütünlüğünü bozmadan ele almak olmuş. Bu fikirler kısaca şu şekilde sıralanabilir: – Evin boyuna duvarlarından biri depolama olarak çözümlenmiş. Demir çubukların iki kat boyunca tırmanarak, evi boydan boya sarmasıyla çok basit bir sistem geliştirilmiş. Alt kat, üst kat, salon, mutfak, kütüphane, yatak odası gibi ayrımlar yapılmadan tasarlanmış. Duvardan çıkan 12 mm’lik dikey demir çubukların 16 mm’lik olanlarıyla birleştirilmesiyle duvar yüzeyinde 60 x 60 cm ebatlarında bir kafes yaratılmış. Bu karolaja ihtiyaca göre yerleştirilecek raflar, dikey ayraçlar, askılar, kancalar tasarlanmış. Ev sahibi bu parçaları istediği gibi takıp çıkarabiliyor, bu depolama sistemini ihtiyacına göre -örneğin kütüphane, odunluk, mutfak kileri veya gardırop olarak- düzenleyebiliyor. – Bu kalabalık depolama sistemine bakan diğer boyuna duvar ise mümkün olduğu kadar az hareketlilik verilerek daha sakin, daha dingin bir şekilde çözülmüş. Serbest boyda doğal taşlarla kaplanan bu duvarın salondan başlayarak üst katta yatak odasına kadar tüm evi kat etmesi sağlanmış. – Giriş kat zemininde 60 x 60 cm ebatlarında doğal taşlar gelişigüzel bir acı ile döşenmiş. Bu şekilde zeminin mekânın disiplininden kurtulması sağlanmış. – Banyo ve uyuma fonksiyonlarının yer aldığı asma katta, küvet veya yatak bölümü gibi gerekli kütleler gaz betonla oluşturulmuş. Ve tüm yüzeyler çıplak ayakla gezerken hoş bir duygu vermesi için çimento esaslı bir malzemeyle kesintisiz olarak kaplanmış. – Taşın sağladığı kullanışlılığın yanı sıra evin ihtiyacı olan sıcaklık duygusu da duvardan tavana kesintisiz bir şekilde tırmanan ahşap yüzey ile elde edilmiş. Bu yüzey, kalabalık misafirleri ağırlamak için ön cephe penceresi boyunca da geniş bir oturma yüzeyi oluşturmuş. – Son olarak da; çelik strüktürlü beton yüzey mutfak tezgahını bir basamak alçalarak da konsol olarak taşınan yemek masasını oluşturup, küçük bir kaide üzerine yerleştirilmiş ateşlik ile sonlanmış.
OFİST EKİBİ ADINA
YASEMİN ARPAÇ İLE SÖYLEŞİ
– Ofist’i bize kısaca anlatmanızı istesek neler söylersiniz?
Ofist’i kurduğumuz 2004 yılından bu yana Beyoğlu’nda bulunmaktayız. Tasarıma yaklaşımımız ise kısaca şöyle; üretilme süreçlerinin çok önemli bir parçası olduğumuzu düşündüğümüz mekânları tasarlarken, üzerinde yaşadığımız coğrafyanın özelde de İstanbul gibi bir şehrin kültürel zenginliğine bir katkı bir eklenti yaptığımızın bilincinde ve sorumluluğunda olmaya çalışıyoruz.
– Ofist Karaköy Loft projesini 3-5 kelime ile nasıl tanımlar?
Rahat, doğal, kullanışlı.
– Artık İstanbul’un tarihi ve yer anlamında sıkışık bölgelerinde bu tip projeler sıklıkla gündeme geliyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu konuyu?
Çok uzun süredir Tarlabaşı, Karaköy, Beyoğlu gibi yerlerin hak ettiği ilgiyi bulamamış olmasının burada sayamayacağımız siyasi, ekonomik, bildiğimiz, bilmediğimiz çok değişik sebepleri var. Yoksa şehrin göbeğinde, tarihi dokusunu kaybetmemiş, şehrin kültürel mirasının önemli bir bölümünü içeren bu bölgelerin bu durumda olması akıl alır gibi değil. Artık bu bölgelere ilginin artması iyi olmakla birlikte bunun nasıl yapılıyor olduğu da ayrıca başka sorunlar yaratabilecek potansiyeli taşıyor.
– Hayata geçirdiğiniz proje oldukça başarılı. Projeyi hangi kriterlere göre tasarladınız?
Öncelikle mal sahibinin beklentileri önemliydi. Farklı ve heyecanlı bir ev istiyordu. Biz de mekanı olabildiğince bölmeden tek hacim olarak çözmek istiyorduk. Alt kot ile üst kotu, alt kattan üst kata kesintisiz devam eden şömine ve taş duvar kaplaması ve de motor sporları, doğa sporları ve müzikle ilgilenen mal sahibinin bu hobilerle ilgili biriktirdiği yüzlerce şeyin depolanabileceği ve tüm duvarı kaplayan bir raf sistemi ile birleştirmeyi hedefledik.
– Önümüzdeki dönemde bu tip projeler var mı gündeminizde?
Aslinda biz önümüze gelen tüm projeleri benzer şekilde değerlendiriyoruz. Her birini kendine özel konumu, yapısı, çevresi, proje sahibi ile ele alıp, hazır çözümlerden uzak her birisi için özel çözümler üretmeye çalışıyoruz.
– Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
İlginiz için biz çok teşekkür ederiz.
Tasarım Ekibi : Yasemin Arpaç & Sabahattin Emir
KÜNYE
Proje Yeri: Karaköy İstanbul
Proje Tipi: Konut İç Mimari
Tasarım Ofisi: Ofist
Tasarım Ekibi: Yasemin Arpaç& Sabahattin Emir
Proje Tarihi: Haziran 2011
Yapım Tarihi: Eylül 2012
Total Construction Area: 185 m²
Electrik İşleri: Birtes Elektrik
Mekanik İşler: DSM Mühendislik
Ağaç İşleri: Aren Dekorasyon
Metal İşleri: Sen Metal
Taş İşleri: Oktay Yegin
Boya İşleri: Ali Aksu
Beton Yüzeyler: Hit Design
Fotoğraflar: Koray Erkaya
Heval Zeliha Yüksel Mimar