.
Meksikalı tasarım kolektifi Jan ve Jo Moore, 40 yıldır tabiat ana ile sanat eserleri arasında bir bağ kurma arzusunu paylaşarak üretmişler. Özel ilgi alanlarını üç boyutlu taş ve bronz heykeller olarak belirleyen sanatçılar, yaratıcı eylemler ile günlük yaşam deneyimlerini birbirinden ayırmayarak bu iki malzemenin emsalsiz dayanıklılıkta araçlar olduğunu iddia ediyorlar. En özel ilgi alanlarını toplumla ve izleyicilerle etkileşime girerek kamusal alanlarda heykelsi mimari öğeler kullanmak olarak açıklıyorlar.
.
.
.
Sanatçılar, ömür boyu süren heykel serüvenlerinde, doğadan ve doğanın organik çizgilerinden yola çıkarak hem gezegenin hem de gezegen sakinlerinin yaşadıkları olumsuzluklara karşı bir şefkat duygusu aktarmaya çalışıyorlar. Bu bakış açısı; yalın, minimalist ve iyimser bir tavırla anı yaşamanın ve hayatın basit neşesini hissetmenin temeli olan yaşam tarzlarının bir göstergesi. 50 yılı aşkın bir süredir Mexico City’de hayatlarını ve sanatsal yolculuklarını paylaşan heykeltıraşlar, farklı stüdyolarda üretseler de vizyonlarını bir araya getirmek için sıklıkla birlikte çalışarak ilkel, metanetli ve içgüdüsel parçalar yaratmanın peşinde koşuyorlar. Jan ve Jo Moore, “Malzemenin eşsiz ve zamansız dayanıklılığını vurgulamak ve aynı zamanda içsel güzelliğini ve doğasındaki gerilimi keşfetmek için eserlerimizi taştan oyuyor ve bronz döküm yapıyoruz diyerek ilham kaynaklarını vurguluyorlar.
.