KAAN Architecten, krematoryum yapılarının tipolojik olarak karmaşık bir lojistik planlaması ile ilişkilendirilmesi sebebiyle, kendisini salt bir biçimde ortaya koyan ve kullanımı doğal hissettiren bir bina tasarladı. Bir dizi mekân, krematoryuma giriş yapan ziyaretçilerin fiziksel deneyimlerini şekillendirerek mekânsal karmaşayı engelliyor. İç mekânın 6.4 metrelik çarpıcı tavan yüksekliği, içeri nüfuz eden gün ışığının yarattığı sıcaklıkla birlikte genişlik hissini arttırıyor. Büyük ebatlı beton sundurma, karşılama bankosunun hemen görülebildiği geniş oranlara sahip holün içerisine kadar uzanıyor. Karşılama holü, peyzaj düzenlemesi yapılmış bir bahçeye bakan iki büyük pencere aracılığıyla aydınlatılıyor ve Belçikalı sanatçı Rinus Van De Velde’nin büyük ölçekli bir tablosunun da yer aldığı kafeteryaya uzanan mütevazı bir pasaj barındırıyor. Siesegem Krematoryumu, bünyesinde iki tören salonu barındırıyor. Bu salonlardan en büyüğü, 600 kişilik oturma kapasitesiyle oldukça geniş boyutlara sahip. KAAN Architecten, mobilyalar ve özellikle de oturma ünitelerinin dahil olduğu genel tasarım sürecinde de aktif rol oynadı. Bu üniteler, zarif dokusu ile kum ve toza doğrudan referans veren yapısı sayesinde krematoryum mekânları için sıklıkla tercih edilen sarı-bej tonlardaki derilerle döşenmiş ve ustalıkla şekillendirilmiş oturma elemanlarından oluşuyor. Yapının arka cephesi camlara kaplı ve yapıyı doğrudan çevre peyzajla birleştiren bir avluya bakıyor. Her iki toplanma mekânında da ailelere ayrılan bir oda ve taziyeler için ayrı bir alan yer alıyor. Bunların yanında konumlanan bir yeşil alan, doğayı gün ışığıyla birleştiriyor ve yakınlarını kaybeden kişilerin deneyimlediği yoğun duyguları ve farklı ruh hallerini dengeliyor. Tören alanlarının yanı sıra, binanın teknik yönleri de tasarımın temel bir parçası olarak öne çıkıyor. Mimarlar, ölü yakma işlemini gizlemek yerine açığa çıkarmayı amaçlıyor ve böylece mekanik işlevler ile sükunet hissi arasında alışılmadık fakat etkili bir karşıtlık yaratıyor. Mobilyaların sıcak kum sarısı tonları, fırınlarla ve çatıdaki cam kaplı açıklıktan yukarı doğru uzanan bir baca ile vurgulanıyor. Binayı bir ağırbaşlılık ve samimiyet hissi kuşatıyor. Projede malzeme seçimi ve detaylandırma, dingin bir ruh hali sağlayabilmek adına büyük önem taşıyor. KAAN Architecten, binanın dış cephesi için brüt betonun yarattığı ritmleri kullanıyor. İç mekânda duvarlar mat ve dokulu bir yüzeye sahipken böylesine bir yapı için vazgeçilmez bir özellik olan ses yalıtımını sağlamak adına tavanlar kaba püskürtme yüzeylerle kaplı. Aile odaları ve kafeteryada ise meşe parkeler kullanıldı. Tüm mekânlar mimarinin özünü yansıtırken mermer ise yapıda önemli bir rol üstleniyor. Mimarlar, taş blokları 2,4×1 metrelik plakalar halinde kestikten sonra görsel olarak uyumlu bir desen elde ettikleri bir düzenleme yaptılar. Zeminler ve duvarlar da aynı şekilde ele alındı. Uzun fuaye alanında yer alan karşılama bankosu, bar, konuşmacı kürsüsü, katafalk ve avlu duvarlarının yüksek süpürgeliklerinde aynı mermer bulunuyor.
Belçika’da bulunan krematoryumlar, geleneksel olarak diğer ülkelere göre daha karmaşık bir programa sahip. Bu yapılar daha çok toplanma, yemek yeme, akraba ve arkadaşlarla yeniden bir araya gelme alanları olma niteliğinde. İşverenin kişisel deneyimleri ve mimarlarla kurduğu diyalog proje için çok önemliydi. KAAN Architecten, tabela kullanımını en aza indirebilmek adına kolaycaokunabilen mekânlar ve yönlendirme işlevleri tasarladı. Ziyaretçilerin hiçbir zaman kaybolmuş hissetmemeleri gerekiyordu ve bu yüzden yapının mimarisi de insanlara mekânsal rehberlik sunabilmek için basit bir arka plan olmanın ötesine geçti. İç mekânlar ziyaretçilerle iletişim kuruyor, onların hissettiği duygulara hitap ediyor, bir sakinlik hissi yaratıyor ve bu mekânların oluşturduğu dizi, içe dönme deneyimini zenginleştiriyor. Siesegem Krematoryumu, geometrisinde ve dengelenmiş oranlarında yatay ve saf olmasına karşın dikeyliğe bir övgü olarak öne çıkıyor. Sakin, kolayca algılanabilen ortamı ve huzur veren doğası, gerçek anlamda bir sükunet hissi yaratmak adına bir araya geliyor. Gösterişli bir anıt olmaktan kaçınan yapı ve bu yapıyı çevreleyen alanlar, anılar için huzurlu bir vaha oluşturuyor.
KÜNYE
Proje Adı: Siesegem Krematoryumu
Proje Konumu: Merestraat 169, Aalst (Belçika)
Tasarım Aşaması: Haziran 2013 – Eylül 2014
Yapım Aşaması: Nisan 2016 – Eylül 2018
İşveren: Intergemeentelijke Samenwerking Westlede (IGS)
Toplam Zemin Alanı: 5.000 m²
Mimarlık Ofisi: KAAN Architecten (Kees Kaan, Vincent Panhuysen, Dikkie Scipio)
Proje Ekibi: Barendse, Dante Borgo, Maicol Cardelli, Timo Cardol, Sebastian van Damme, Paolo Faleschini, Raluca Firicel, Cristina Gonzalo Cuairán, Michael Geensen, Walter Hoogerwerf, Marco Lanna, Giuseppe Mazzaglia, Exequiel Mulder, Ismael Planelles Naya, Giulia Rapizza, Ana Rivero Esteban, Giacomo Rizzi
Ana Yüklenici: Jan de Nul, Hofstade-Aalst (Belçika)
Yapım Danışmanı: Pieters Bouwtechniek, Delft (Hollanda)
Proje Yönetimi: KAAN Architecten, Rotterdam; Bureau Bouwtechniek, Antwerp (Belçika)
Su, Elektrik, Tesisat ve Denetleme Çalışmaları: Henk Pijpaert Engineering, Oudenaarde (Belçika)
Akustik, İklimlendirme ve Yapı Fiziği: DGMR, Arnhem (Hollanda)