Hindistan’ın ilk çağdaş sanatlar bienali olan Kochi-Muziris Bienali’nde sergilenen yeni Anish Kapoor eseri “Descension”, sergi salonunun altına doğru akan bir girdap. Kafesle çevrelenmiş girdabın içindeki suyun siyahlığı, çalışmanın etkisini artırıyor. Serginin ortasına yerleştirilmiş iş, dünyanın merkezine uzun bir yolculuğa çıkma hissi uyandırıyor, sadece fotoğraflarıyla bile insanı etkilemeyi başarıyor.
“Boşluğun heykeltıraşı” Anish Kapoor, kullandığı karanlık renkler ile bilinir. Sanatçı bundan bir söyleşisinde şu şekilde söz eder; “İşlerimin çoğu, ışıktan çok karanlıkla ilgilidir. Aydınlık kültürlü ve eğitimlidir, karanlık ise kültürsüz ve eğitimsizdir ve bizim söylenmemiş hikâyemizin derinlerindedir. Dante’den Freud’a bir içsel karanlık içinde yaşıyoruz. Yıllarca içsel karanlıkla ilgili işler yaptım. Tüm Batı felsefesi Platon’un metaforik olarak mağarada oturup ışığa bakıp ‘ilerleyelim’ demesi fikri üzerine kurulmuş. Freud mağaranın arkasına bakmış ve belki biz, hala mağaranın arkasına bakıyoruz. Siyah ve maviyle çok iş yaptım. Özellikle maviyle. Çünkü mavi siyahtan daha derin olarak karanlığı ifade eder. Son yıllarda yaptığım işlerin çoğu kırmızı. Kırmızı toprağın rengidir. Kırmızının anlattığı karanlığın, siyah ve mavininkinden daha derin ve koyu olduğunu düşünüyorum.”
Kapoor, geçtiğimiz yıl Sakıp Sabancı Müzesi’nde düzenlenen sergisinde devasa mermer ve granit heykelleriyle büyük ilgi toplamıştı. Sergilenen işlerinde kullandığı çarpıcı malzeme ve renkler, izleyicide derin bir boşluk hissi yaratıyordu. Kapoor’un işlerinde sıklıkla karşılaştığımız derin boşluk, Kochi-Muziris’te bu kez bir girdaba dönüşüyor.
Kapoor’un da bulunduğu, 30 farklı ülkeden 94 sanatçının katıldığı Kochi-Muziris Bienali, 29 Mart tarihine kadar ziyarete açık.




