Projelerinizi nasıl bir tasarım sureci ile ele alıyorsunuz? Bu
konut projeniz uzerinden bizimle paylaşır mısınız?
Bazı mekanları tasarlarken ev sahibi işin icinde olmayı tercih
eder, bazı ev sahipleri de tamamen sureci size bırakır. Bu
projemizde ise ev sahiplerinden istedikleri konfor alanı cizgisini
oğrendikten sonra hazırladığımız ilk tasarımımız cok
hoşlarına gitti ve sonrasında cizgiyi hic değiştirmeden projenin
detaylandırılmasına devam ettik. Evde iki kişi yaşıyor;
biri spora, diğeri meditasyon ve yogaya meraklı. Bu yuzden
ozel ve sessiz alanlar yarattık; ev sahiplerinden biri oldukca
renkli bir kişilik ve aksesuar kullanmayı cok seviyorken diğeri
ise muziğe, sinemaya ve okumaya meraklı.
Konut hakkında genel bilgiler verebilir misiniz?
Uc kata yayılan 300 m2 kullanım alanına sahip yapının giriş
katı yaşam alanı ve misafir odası olarak duzenlenmiş. Yapının
orijinalinde kucuk olan mutfağın girişte yer alan misafir odasıyla
birleştirerek kullanışlı ve ferah bir hale getirdik.
Peki mekan kurgusunu nasıl yapıyorsunuz? Yonlendiriyor musunuz
kullanıcıyı?
Basit malzeme ya da karmaşık malzeme kullanmak değildir benim
icin mekanı oluşturmak. Yeni bir proje aldığım zaman once proje ile
bağ kurmaya calışırım ve o bağı kuramadığım projeleri kabul etmem.
Bizim mesleğimizin psikolojik yonu oneml olduğundan kendimi şanslı
goruyorum cunku dunyada cok az insana nasip olan bir şeye sahibim;
yaptığım işi cok seviyorum. Ev yaptığınız zaman karşınızdaki insanin
hangi dili konustuğunu, icindeki fırtınaları, ozlemleri cozebilmeniz
lazım. Ev insanın kalesi cunku. Mimarın sevdiği renkler ya da stiller
diye baskı kurmak benim ilkelerime aykırı.
Surec nasıl ilerliyor?
İstekler belirlendikten sonra, tum sunumlar hazırlanıp uc boyutlu
gorsellerin onayı alındıktan sonra operasyon başlıyor. Bu bir cerrahın
ameliyatı gibi değerlendirilebilinir. Alt yapının iyi olup olmadığını ancak
herşey bittikten sonra anlayabilirsiniz. O yuzden benim başlangıc
noktam alt yapıdır, uzerine yapacağınız her şey makyaj gibidir.
Tarzınızı tarif edecek olursanız nasıl tanımlarsınız?
Klasik, modern ya da Provence diye tarzımı ayıramam ama yaptığım
stili seven kişileri dinleyince gurur duyuyorum cunku uzerinde
calışıp emek verdiğimiz detayları farkediyorlar. O detaylar onlar
icin onemli. Projelerde olmazsa olmazlarım; muhakkak uyum
ve orandır. Bou design imzalı mekanlarda orantısız, uyumsuz,
insanın dengesini olumsuz yonde bozacak bir ayrıntı ile karşılaşmazsınız.
Renkli, eğlenceli, ağırbaşlı, modern – ortaya cıkan
her mekanda detaylar hatasız olur. Genel olarak yaptığım tum
mekanlar uzun seneler guncelliğini korur.
Bir anınız var mı kullanıcının dile getirdiği?
Gecenlerde cok sevdiğim bir muşterim aradı ve evini 10 sene
once yapmış olmamıza rağmen evinin hala guncel akımlara hitap
ettiğini, ilk defa gelenlerin yeni dekore edildiğini zannetiğini ve
cok mutlu olduğunu soyledi. Demek ki, uğruna emek verdiğim
ana kriterleri başarmışım diye duşundum.
Imzamız olan mekanlarda genel hava sakindir, mekana ilk girdiğinizde
cok şaşırmazsınız. Zamanla sizi kavrar, detaylar hosunuza
gider. Gecesi farklı, gunduzu farklıdır. Hatta yazı ve kışı da
farklıdır. Ufak aksesuarlarla bir anda mekan yuz seksen derece
değişebilir. Sanırım, bu yuzden biraz ekonomik oluyorum. Bir de
değişmeyen bir durum var, 19 sene once de şantiyenin başındaduruyordum, şimdi de oyle. Gitmediğim gun olmuyordu, şimdi de
aynı şekilde devam ediyor. Bazen ben bile şaşırıyorum ama bana iyi
geliyor şantiyelerde olmak.
Hangi malzemeleri tercih edersiniz projelerinizde?
Her tasarımın kendine ozgu bir malzeme skalası var. Ancak genelde
doğal malzemeler, naturel kumaşlar, naturel kaplamalar kullanmaya
gayret ediyorum. “-mış gibi yapmak” yerine gercek duygusunu yakalamaya
calışıyorum.
Genelde hangi mermeri tercih edersiniz?
Trendlere ve donemlere gore değişiyor. Surekli aynı mermeri kullanmanız
da mumkun değil biliyorsunuz. Bundan 15 yıl once cream
marfili ve Bursa beji cok kullandık. Son yıllarda gri ve beyaz tonlarda
mermerler coğaldı. Ulaşılabilirlik inanılmaz arttı. İki binli yılların
başında değişik bir mermer bulmak icin Verona civarlarına gitmemiz
gerekiyordu. Şimdi buyuk firmalar muze gibi showroomlarda istediğiniz
rengi secmenize yardımcı oluyor.
Verdiğiniz bilgiler icin teşekkur ederim.
Şebnem Buhara Hakkında
Mimar Şebnem Buhara, Mimar Sinan Universitesi Mimarlık
Bolumu oğrencisi olduğu sırada aynı bolumde calışmaya da
başlayarak branşına ilk profesyonel adımlarını atar. Yıllar
icinde calışmalarına devam eden Buhara, 2000 yılında BOU
Design adını taşıyan kendi ofisini acar. Halen kendi markası
altında konut, residence, ofis, otel mimari proje ve uygulama
yapmaktadır.
Yaptığı mimari projeler icin kurguladığı ve ortak olduğu Bou
Art&Design mağazası icin tasarladığı mobilyalar da Mimar
Şebnem Buhara’nın, mimarideki ozgun disiplerinin tasarıma
yansıması olarak değerlendirilebilir. Yuksek zanaat kalite
yaklaşımını, detaylardaki farklı sihirler ve zamansızlığa
saygı duyan bir duruş birleştiren ve bu yol haritasında urun
gamına kanepe, koltuk, sandalye, sehpa, masa, aydınlatma
gibi ‘lounge’ urun koleksiyonlarını ekleyen Mimar Şebnem
Buhara, dekorasyon ve mimarideki deneyim zengini bakış
acısıyla onde koşan ve uretken tasarımcılar arasına girmiştir.
Tasarımı mimarlığın bicim değiştirmiş hali olarak kabul eden
ve her iki alanda da detay, anlam, hikaye ve guzellik arayan
Buhara’nın calışmaları “nesiller boyunca kullanılabilen
mobilyalar” olarak kabul ediliyor. Buhara imzalı yeni sezon
koleksiyonlarda da cağdaş bir Art Deco-Neo Luksizm karmasını
ve el işciliği ve modern sanayi arasında bir kopru kurulduğunu
soyleyebiliriz.
KUNYE
Projenin adı / turu : Tarabya Evi
Projenin yeri : Tarabya
Proje alanı : 350 m2
Proje tarihi : 2018
Mimari proje : Bou Design
Uygulama : Bou Design
Doğal taş tedarik : Stoneline
Mobilya tedarik : Poliform, Mozaik, Bou Art&Design
Aydınlatma tedarik : Bou Art&Design