İstanbul Modern, 7 Temmuz tarihine kadar “İplikten Cozulenler: Tekstilde
Kuresel Anlatılar” sergisine ev sahipliği yapıyor. “İplikten Cozulenler”,
tekstil malzemelerini yapıtlarında sanatsal ifade aracı olarak
kullanan ve tekstil aracılığıyla kuresel anlatıların peşine duşen 25 cağdaş
sanatcının nesne, resim, yerleştirme ve videolardan oluşan calışmalarını
bir araya getiriyor. Sergi, adını Bauhaus dokuma atolyelerinin
en onemli sanatcılarından Anni Albers’ın “On Weaving” (Dokumacılık
Uzerine, 1965) adlı başvuru kitabındaki bir ifadesinden alıyor. Sosyokulturel
ve ekonomik hareketlerin tekstili etkilediğini duşunen Albers,
tekstili bu haliyle duşunduğumuzde “tanımlı bir alandan yola cıkıp
ilişkilerin gitgide genişlediği bir acıklığa varmanın mumkun olduğunu,
boylece oncesinde kenarda kalmış konuların goruş alanına girdiğini”
belirtir. Albers, ortaya cıkan yeni acılımların kokeninde “iplikten cozulenlerin”
olduğunun altını cizer. Bir metafor olarak kullanılan dokuma
iplikleri, farklı kulturlere ait dokumaların usluplarını, hikayelerini, uretim
tekniklerini birbirleriyle ilişkiye gecirir ve bunların arasında yeni
bağlar kurulmasına aracılık eder.
Almanya’nın koklu sanat kurumu Uluslararası İlişkiler Enstitusu (ifa,
Institut fur Auslandsbeziehungen) işbirliğiyle gercekleştirilen sergi,
ifa’nın davetiyle Susanne Weiss ile Inka Gressel’in kuratorluğunde,
acıldığı her bir sanat kurumunda, o kurumun kuratoruyle beraber serginin
yeniden tasarlanmasını ve yeni sanatcıların eklenerek sergi temaları
arasında yeni bağlar kurulmasını hedefliyor. “İplikten Cozulenler”,
Guney Amerika’daki And dağlarında yaşayan halkların quipu geleneğinden,
Arjantin’in Wichi topluluğunun dokuma tekniklerine Bedri
Rahmi Eyuboğlu’nun unutulmaya yuz tutan yazmacılık geleneğini
canlandırıp tekrar hayata gecirme hikayesinden, Burhan Doğancay’ın
Aubusson halı dokuma atolyelerinde gercekleştirdiği duvar halılarına
kadar bircok farklı hikayeyi birbirine bağlıyor. Sergi alanında birbiriyle
ilişkiye gecen sanatsal pozisyonları bir araya getirip, tekstil malzemesinin
ifade aracı olarak ceşitliliğini inceliyor ve kumaşın sadece bir
kumaş olmanın otesindeki tarihsel, toplumsal ve kulturel anlamlarını
sorguluyor.Serginin iki ozel alanından biri, Turkiye’de resim ile nakış, dokuma,
yazmacılık geleneği arasında bir sentez kurgulayan ilk sanatcılardan
Bedri Rahmi Eyuboğlu’na (1911-1975) ayrıldı. Cok yonlu sanatcının
urettiği yazmalardan bir secki sergide yer alırken, urettiği yazma
kalıplarının bir kısmı, “İplikten Cozulenler” sergisinde ilk defa izleyicinin
karşısına cıkıyor. Sergideki diğer ozel alan ise Bauhaus’a ayrıldı.
Almanya’da 1919 yılında Walter Gropius tarafından kurulan, sanat
ve tasarım eğitimi anlayışına tum dunyada yon veren bir okul olan
Bauhaus’un ozellikle dokuma atolyelerine adanan buyuk bir yerleştirme
sergide yer alıyor.
Dresden’de başlayan, oradan Kuveyt’e ve şimdi de İstanbul’a uzanan
“İplikten Cozulenler” sergisi, iplik katmanlarının, atkı ve cozgulerin
sistematik, birbirinin icinden gecerek oluşturduğu dokuma
yuzeyinin otesinde, dokumanın cok yonlu sanatsal ifade aracı olarak
farklı olanaklarını bir araya getiriyor. Toplumsal, kulturel, tarihsel
anlatılar birbiri ardına dokuma ipliklerinden cozulup bizlerin onune
yeni bağlar oluşturmamız icin sıralanıyor.
Sanatcılar: Belkıs Balpınar, Ulla von Brandenburg, Hussein Chalayan,
Burhan Doğancay, Noa Eshkol, Andreas Exner, Bedri Rahmi
Eyuboğlu, Uli Fischer, Şakir Gokcebağ, Zille Homma Hamid, Heide
Hinrichs, Olaf Holzapfel, Gozde İlkin, Christa Jeitner, Elisa van Joolen
& Vincent Vulsma, Gulsun Karamustafa, Servet Kocyiğit, Eva
Meyer & Eran Schaerf, Karen Michelsen Castanon, İrfan Onurmen,
Judith Raum, Sabire Susuz, Franz Erhard Walther ve Bauhaus Alanı,
Harald Schmidt Arşivi, Ziya Tacir
Kuratorler: Susanne Weis, Inka Gressel (ifa, Institut fur Auslandsbeziehungen);
Oyku Ozsoy (İstanbul Modern)
Kuratoryel Ekip: Umit Mesci, Deniz Pehlivaner
