Okuyucularımızın da sizi tanıması için bize biraz Nord Mimarlık’tan ve projelerinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Özellikle son yıllarda ürettiğiniz mimarlıklar ve yenilikler hakkında bilgi verir misiniz?
“nord mimarlık – tasarım” 2011 yılında, üç ortaklı bir yapı olarak kuruldu, şu anda Burcu Yücetaş Ural ve Erkan Ural ortaklığında yoluna devam ediyor.
Ofisin ilk dönemlerinde ağırlıklı olarak iç mekân projeleri ve ürün tasarımları yapıyorduk. Ancak sonraki yıllarda ofisin evrimleşmesiyle birlikte mimari projelerin biraz daha ağırlık kazanması ve iç mekân projelerinin niteliğinin artmasıyla ürün tasarımı yapmaya maalesef ara verdik. Yalnızca kendi projelerimizde işverene özel mobilya tasarımları yapmaya devam ediyoruz.
İki ya da üç yıldır sık olarak hostel, yurt gibi konaklama projeleri üretme fırsatımız oldu. Konut ve ofis projelerini de çok seviyoruz. Geçen yıl bir sivil toplum kuruluşu projesi kapsamında anaokulu projeleri yaptık, aynı zamanda bir fabrika projesiyle ilgilendik. Şu anda da başka bir mimarlık yle birlikte yine bir sivil toplum kuruluşu için bir meslek lisesi projesi tasarlıyoruz. Konaklama projelerinden, eğitim projelerine evrilen bir proje akışı oldu, araya bir de fabrika projesi girdi. Her yeni proje konusu ürettiğimiz mimarlık adına yenilikçi ve heveslendirici bir unsur oluyor, bu anlamda kendimizi şanslı hissediyoruz.
Son projelerinizden Turkuaz Ofis projenizi bu sayımızda detaylıca incelemiş olduk. Elinize sağlık. Bize projenizin hikayesini anlatır mısınız?
Turkuaz Ofis, daha önce başka yatırımlarında da birlikte çalıştığımız bir grubun kendi yönetim ofisi için tasarlamış olduğumuz bir proje. Sürecin en başında, muhtemel yatırımların hepsi için çeşitli yerleşim planları çalıştık. Satın alma aşamasında firmaya en uygun olabilecek ofise karar verilmesinden başlayıp, tüm tasarım, projelendirme ve uygulama safhalarında işverenle tam bir uyum içinde çalıştığımız bir proje aynı zamanda. Bu uyumlu süreç sayesinde, hem fonksiyonel olarak işverenin taleplerini karşılayan, hem de firmanın kurumsal kimliğini yansıttığımız, sakin, aydınlık, konforlu bir proje ürettiğimi zi düşünüyoruz. Projenin değerinin farkında olduğumuz için, malzeme ve detay seçimlerinde olabildiğince risksiz ancak nitelikli tercihler yapmaya çabaladık.
Genelde iç mekân projelerinde mi yer alıyorsunuz? Projeler size nasıl ulaşıyor?
Ofisin ilk yıllarında iç mekân projeleri çok daha ağırlıklıydı, son bir-iki yılda mimari projeler de yoğunluk kazandı. Projeler çoğunlukla daha önce birlikte çalıştığımız işverenlerin yeni yatırımları ve yine bu işverenlerin sayesinde tanıştığımız yeni yatırımcılardan bize ulaşıyor. Tabi projelerimizin çeşitli mecralarda yayınlanması da bilinirliğimizi artıdığı gibi, projelerin bize ulaşmasına olanak sağlıyor.
Projeyi ilk ele almaya başladığınızda nasıl bir mekân olmasını arzulamıştınız? Ve bu düşüncelerinizi mimari fikirlere nasıl entegre edebildiniz? Bu soruyu mimari projeye genel yaklaşımınız olarak da cevaplayabilirsiniz?
Projeyi, fonksiyonel ihtiyaçların ve mekânsal konforun ön planda tutulduğu bir tutumla tasarlamaya çalıştık. Bütüncül bakış açısıyla ve minimum malzeme çeşitliliğiyle detaylandırılan iç mekânların, çağdaş bir çalışma ortamını oluşturacak şekilde kullanıcılarına sunulması hedefledik.
Doğal malzemenin tercih edildiğini görüyoruz. Hangi taşı kullandınız ve yöresi neresi idi? Hangi mahalde ne kadar kullanıldı? Diğer malzemeleri nasıl seçtiniz biraz bilgi verebilir misiniz?
Malzemenin doğallığı bizim için önemli bir kriter, özellikle iç mekân projelerimizde doğal taş kullanımını destekliyoruz. Bu projemizde Afyon yöresinden Silver Grey taşını kullandık. Tüm koridor alanlarında, sekreteryada ve ıslak hacimlerde bu taşa yer verildi. Ana malzeme olarak odağa doğal taşı koyup, diğer malzemeler onunla uyumlu olacak ve fon oluşturacak nitelikte seçildi. Dolayısıyla olabildiğince nötr renkler ve dokular üzerinden tercihler yapılarak, doğal taş ön plana çıkarıldı diyebilirim.
Dergimiz doğal taş ağırlıklı olduğu için genelde sorduğum bir soru var: Ülkemiz mermer kaynakları açısından çok zengin. Bu değerli malzemenin yeterince kullanıldığını ve yerel olana kıymet verildiğini düşünüyor musunuz? Siz doğal taş kullanıyor musunuz? En çok tercih ettiğiniz doğal taş hangisi acaba?
Evet ülkemiz mermer kaynakları açısından zengin gerçekten. Ama genel olarak yerel olana kıymet vermeme tutumu yaygın maalesef. Bu yüzden doğal taş kullanılan projelerde bile ağırlıklı olarak ithal ürünler tercih edilebiliyor. Bir de işin Çin malı tarafı var ki, maliyetlerden dolayı bu da bir tercih sebebi olabiliyor.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi ağırlıklı olarak iç mekân projelerimizde doğal taş kullanmaya çalışıyoruz. Genelde gri tonlarında taşları kulladığımız söylenebilir; bu doğrultuda silver grey, emperedor, savana grey ve beyaz olarak da calacatta en çok tercih ettiklerimizi arasında sayılabilir.
Söyleşi yaptığımız her mimara yerel veya global olarak izlediği ve önemsediği tasarımcı ve/veya mimarları soruyorum. Eğer sizin de varsa paylaşırsanız memnun olurum…
Biz hem tasarım anlayışı, hem de kültür anlamında Kuzey Avrupa yaklaşımını seviyoruz ve kendimize yakın hissediyoruz. Haliyle Kuzeyli ofisleri sıkça takip etmeye çalışıyoruz. Kült isimlerden Peter Zumthor’u sayabiliriz ya da nitelikli ve popüler ofislerden Herzog de Meuron’u ekleyebiliriz. Norm.Architects, DCPP Arquitectos, Cobe, Note Design Studio, Snøhetta gibi daha genç ofisleri de takip ediyoruz. Ayrıca Tadao Ando ve Alvaro Siza gibi duayenleri de atlamamak lazım.
KÜNYE
Proje Adı: Turkuaz Ofis
Proje Yeri: Zorlu Center – İstanbul
Proje Ofisi: nord mimarlık-tasarım
Proje Ekibi: Burcu Yücetaş Ural, Erkan Ural, Burcu Dede
Yardımcı: Beril Karadeniz
İşveren: Turkuaz
Mobilya Tasarımı: nord mimarlık – tasarım
Fotoğraf: Murat Tekin
Proje Yılı: 2016
İnşaat Yılı: 2016
Toplam İnşaat Alanı: 150 m2
Zemin: Halı – Interface / Doğal Taş – Taş Mimarlık
Ofis Bölme Sistemi: GMN Endüstriyel Sistemler
Mobilya: BMS Mobilya, Mozaik Design, Ersa Ofis, İstanbulding
