Ülkü Karaburçak, Mimar
İtalyan mimar ve sanatçı Lorenzo Palmeri, mimari, iç mekan ve ürün tasarımı, sanat yönetimi, müzik prodüksiyonu ve kompozisyonu gibi pek çok farklı alanda tasarım projeleri gerçekleştiriyor. Sanatçı, mimarlık eğitiminin yanı sıra müzik eğitimi de alarak tiyatro gösterileri, filmler ve belirli etkinlikler için besteler üretmiş. Son derece geniş bir birikime sahip ender uluslararası tasarımcılardan biri olan Palmeri bir nesneyi tasarlamayı, her parçanın özerkliğini, dillerinden ötürü tanınabilirliğini, kendi başlarına değerleri oluşuyla müzik parçası bestelemeye benzetiyor. 1997 yılından itibaren aynı zamanda akademisyenlik de yapan Palmeri, İtalya ve yurt dışında birçok konferans düzenlemiş ve kişisel ve toplu tasarım sergilerine katılarak çok sayıda uluslararası ödül kazanmış. 2017 yılında Italian Design Day için “İtalyan Tasarım Elçisi” olarak aday gösterilen sanatçı, evler, gitarlar, lambalar, masalardan çikolataya kadar birçok farklı tasarıma imza atmış.
Gerico
Doğal taşın en az bilinen ve uygulanan yönlerinden biri olan sesi vurgulamayı amaçlayan dinamik heykel serisi “Gerico”, üç mermer duvardan oluşuyor. Çizgiler, oluklar ve tümseklerin hassas ses frekansları tarafından oluşturulan bir modelde birbirini takip ettiği bir enstalasyon olan “Gerico” da farklı renkler, malzemeler ve dokular işitme ve dokunma duyularını geliştirerek görme önceliğini aşmayı amaçlayan fiziksel bir senfonide bir araya geliyor. Malzemenin güçlü ifadesinin ön planda olduğu ve merkezine ziyaretçileri yerleştiren tasarım, ancak ziyaretçilerle etkileşime geçtiğinde hayat buluyor. Goethe’nin dediği gibi “Mimari donmuş müziktir” ifadesinin aksine tasarımda taş, insan dokunuşu ile seslendiriliyor. Palmeri, tasarımda somutlaşan müzik araştırmalarına uygun olarak özgün yaklaşımı sayesinde malzemeyi görünenin sınırlarının ötesine taşımış.
Living Stone
Living Stone, her birini doğal taş levhalardan oluşan hayvan formlarındaki gerçek boyutlu heykelleriyle, kuvars ve mermeri “canlı taş” olarak hayata geçiriyor. Kaşiflerin ve deneycilerin cesaretine ve gücüne bir övgü niteliğinde olan tasarım, Kral Rhino’nun yaşadığı bir ormanın karmaşık senaryosunda geçen bir peri masalını sembolize ediyor. Serideki kuvars taşı ve mermerle tasarlanmış küçük ve büyük hayvan yorumları, “dokunmamanın yasak olduğu” bir bölgede halkı materyalle doğrudan ilişki içine sokan fiziksel bir deneyime dahil etmek amaçlıyor.
Moai
Sanatçı, mermer malzemeyle ürettiği Moai koleksiyonundaki eserlerini, kendisini ses ve sessizlik arasındaki eşiğe adamış bir uzay aktörü olarak ifade ediyor. Aynı zamanda rüzgar çanları olan bu vazolar, rüzgarla veya tokmakla çalınabiliyor. Her biri, rengi, boyutu ve çıkardığı ses açısından birbirinden farklı olan Moai koleksiyonundaki eserler, mermerin işlenmesi sırasında elde edilen kızıl renkli atıkların parçalarından oluşturularak sürecin sınırlarına teslim olsalar da doğal taşın kendine özgü karakteri sayesinde her bir parça benzersiz özelliklere sahip sesleri keşfetmeyi mümkün kılıyor.
Ayrıntılı bilgi için: http://lorenzopalmeristudio.it/