Ahi Evran-ı Veli Külliye Projesine geçmeden önce biraz Mi’mar Mimarlık’ı ve projelerini anlatabilir misiniz?
Mİ’mar Mimarlık firmamızı 2005 yılında Ahmet Yılmaz ve İbrahim Hakkı Yiğit olarak birlikte kurduk. Mimarlık kariyerlerimizi 1994 yılından beri farklı ofis ve çalışma alanlarında sürdüren iki kurucu ortak olarak, birikimlerimizi aynı kültürel sorumlulukları taşıyan kadromuz ile mimari restorasyon, üniversite kampüs tasarımlarını da içeren eğitim projeleri, kentsel tasarım hizmetleri ve şehir tasarım projeleri alanlarında sürdürmekteyiz. Bu bağlamda, İTÜ KKTC Gazimağusa Yerleşkesi Mimari Projesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Projesi ve Kırşehir Ahi Evran Külliyesi projesi hali hazırda projelerine devam ettiğimiz işler olarak sayılabilir.
Başta Kırşehir olmak üzere Anadolu tarihi içinde önemli bir yere sahip, kökeni 12. yüzyıla dayanan Ahilik geleneğinin korunması için yapılan Ahi Evran-ı Veli Külliye projesinin hikayesini dinleyebilir miyiz?
Kırşehir Belediye Başkanı Sn. Yaşar Bahçeci Bey, bugünkü 55.000 m2 alanda kurulan Ahi Evran külliye projesini yaptırmayı düşünmüşler. Bu bağlamda yaptıkları bir ihale neticesinde iş Mİ’mar Mimarlık olarak bizim uhdemizde kalınca, öncelikle kendileriyle tanışarak projeyi özümsemeye çalıştık. 2011 yılı itibariyle hem kendileri hem de işaret ettikleri Ahilik konusu uzmanları ile birebir görüşerek projemizi geliştirdik. Bu sebeple Konya’ya giderek kendisinden istifade ettiğimiz Prof. Dr. Mikail Bayram Hocamız ve Ahi Baba Mustafa Karagüllü’yü, ayrıca Prof. Dr. Sadettin Ökten’i ve Mimar Muharrem H. Şenalp’i, Mimar Mahmut S. Kirazoğlu,acKazım
Ceylan, Prof Dr. Ahmet Kala’yı ve katkılarını ifade etmek isteriz. Bu isimler dışında çeşitli seviyelerde projemize katkısı olmuş danışmanlarımız ile proje nihai hale süreçler halinde getirildi. Özellikle Belediye Başkanımızın yapılacak külliye projesinin yüzyıllarca kullanılabilmesini istemesi, projenin doğal taştan kâgir bir yapı olarak inşasının da başlangıcını oluşturdu. Gelinen süreçte dinamik bir proje olarak tasarım sürecinin halen devam etmekte olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle proje alanında yapılan kentsel tasarım projesi ve bu projeyi mesnet alarak yapılmış olan imar planı çerçevesinde uygulama projeleri yapılmaktadır. Mevcut doku ile irtibatlı, parçalı bütünler olarak mekanlar oluşturuldu. İşte tam da bu kısımda gerek fikirleri ile, gerekse projeleri ile bizlere yol gösteren merhum TURGUT CANSEVER’i de rahmetle ve minnetle anmalıyız.
Ahilik hakkında araştırma yaptığınızı biliyoruz. Biraz bu kısmını da dinleyebilir miyiz? Geçmişin izlerini nasıl yeni duruma adapte ettiniz?
Ahilik sistemi hali hazırda devam etmemektedir. Hem Selçuklu hem de Osmanlı kurucu unsurlarından olan bu sistemin kavranması gerekiyordu. Bu hususta biraz önce bahsettiğim isimler ile görüşmeler yapılarak, sonrasında Ahiliğe dair yapılmış olan kitap, sempozyum vb. envantere ulaşarak ciddi okumalar neticesinde bir seviyeye gelinmiş oldu. Neticede önümüzde mekanlara ait talep listesi bulunsa da, bu listenin daha ileriye götürülerek, hem nicelik olarak mekanları hem de nitelik olarak projeyi belli bir seviyeye getirmeye çalıştık. Kırşehir’e, Kayseri’ye, Konya ve Nevşehir’e sayısız ziyaretlerimiz oldu. Hem uzmanlarla görüşmelerimiz hem de Konya Mevlana Külliyesi, Nevşehir Hacı Bektaş Külliyesi gibi dönemi içinde önem ve nitelik arz eden mekanlara gidilmiş oldu. Sonuçta bu kişi, kaynak ve mekanlardan alınan bilgi ve görgü ile Kırşehir Ahi Evran Külliyesi projesini inşaa etmeye çalıştık.
Kamusal bir alan olması itibariyle nelere dikkat ettiniz?
Çeşitli seviyede açık ve kapalı mekanları içeren projenin en önemli özelliği, her insanın en rahat bir şekilde erişilebilir olmasıdır. Zaten yapılarımız en fazla 2 kat olarak projelendirilmesiyle kullanım esnasında çok az müdahale ile ve az masrafla işletilmesine dönük olarak tasarım kararı bulunmakta. Sonuçta bu hacimdeki bir yapılar topluluğunun uzun yıllar aynı nitelikte kullanılması yani sürdürülebilir olması olmazsa olmaz şartıdır.
Mevcut yeşil doku (ağaçlar) korundu mu?
Evet, tasarımın en önemli kriterlerinden bir tanesi de tespit edilmiş olan nitelikli ağaçların korunması idi. Bu meydanda önce ağaçlar korundu ve kalan boşluklarda mimari ve kentsel tasarıma yön verildi. Dolayısıyla hem ağaçlar korunmuş oldu hem de nitelikli ağaçlar bir dekor olarak değil de, tasarıma katılan ve zenginleştiren unsurlar oldular.
Yaklaşık 55.000 m2’lik proje alanı içerisinde, toplam inşaat alanı 40.000 m2 olan külliye bünyesinde; Ahilik Araştırma Kütüphanesi, Arasta/Bedesten, Ahilik ve Astronomi Müzesi, Usta ve Esnaf Odaları, Dükkanlar, Şadırvan, Sahne ve Tören Alanı, Butik Konaklama Tesisleri ve Yeme İçme Mekanları yer alan büyük bir proje. Hangi aşamadasınız şu anda?
Projemiz toplam 4 aşamadan oluşuyor. Projenin merkezi konumundaki ilk etap tamamlanmak üzere olup, tüm etapların avan projesi tamamlanmış ve ilgili kurumlardan onaylanmıştır.
Size göre bu projenin sürdürülebilir olması için yani Ahilik kültürünü yaşatması bağlamında neler yapılması gerekiyordu? Projeye yansıtabildiniz mi?
Kırşehir son büyük ahi şehridir. Yapılan araştırmalarda bu gün ülkemiz sınırlarında 30 civarında ahi şehri bulunmaktadır. Ayrıca döneminde, merkezi Kırşehir’de olmak üzere kurulmuş olan Ahi Evran Vakfı’nın, Osmanlı döneminde 75 ayrı merkezde de şubesi bulunmakta idi. İstanbul’daki Ahi Evran Vakfı’nın merkezi Zeytinburnu, Kazlıçeşme olup ayrıca tüm Osmanlı coğrafyasında isminde “AHİ” kelimesi geçen 276 adet vakıf tespit edilmiştir. Bu tespitler Ahilik konusunun geçmişte toplumda ne kadar önemli ve merkezi bir yer edindiğini ifade etmektedir. Neticede bu gün projeyi tasarlarken tüm bu verilerin kullanılmasına gayret edildi. Asıl olan ahilik yani kardeşlik müessesesinin yeniden diriltilmesidir.projemiz bu fikirle inşa edilmektedir.
Yerelliğin ön plana çıktığı Ahi Evran-ı Veli Külliyesi projesinde hangi malzemeler kullanıldı?
Tüm külliyenin temel yapı malzemesi traverten taşı olup, güncel deprem yönetmeliği bağlamında betonarme ile birlikte ağırlıklı klasik kagir sistem birlikte kullanılmış olup (mix dizayn) tüm duvarlar 60 cm kalınlıkta klasik kagir sistem ile çözülmüş, kiriş, çatı ve tonoz sistemler ve yer yer gizli açık düşey taşıyıcı sistemler ise yüksek mukavemetli özel beyaz beton ile uygulanmıştır. Bunun dışında çatı örtü sistemlerinde titanyum çinko, tüm pencere doğrama ve kapı, kepenk sistemlerinde ahşap/meşe ve alüminyum doğrama sistemleri kullanılmıştır.
Doğal taş miktarı neydi? Hangi yörenin taşı kullanıldı?
4.250 m3 traverten taş kullanılmış olup; ilerleyen etaplarda ise 7.000 m3 traverten taşı daha kullanılacaktır. Kullandığımız traverten Kırşehir il sınırları içerisindeki mucur bölgesinden çıkarılmaktadır.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.