ÇEVRE +GELENEK+ HALKA AÇIKLIK
Yarışma alanı kent merkezine yakın olmakla beraber teğet bir ilişki içinde. Arazinin güneyinde yoğun ve güçlü bir yol aksı olan Kocasinan Bulvarı, kuzeyinde ise Kayseri Havaalanı’na kadar uzanan düşük yoğunluklu yeni bir yapılaşma alanı bulunmakta. Gelecekte Malatya ve Sivas istikametinden gelip Ankara’ya devam eden ve arazinin kentle olan yaya ilişkisini zayıflatan Kocasinan Bulvarı’nın varlığını koruyacağını, arazinin kuzeyinde havalimanına doğru yapılaşmanın artacağı öngörülebiliyor. Bu öngörü ile Kocasinan Bulvarı’nın trafik yoğunluğu göz önüne alınarak içe dönük bir yapı kurgusu ile tasarıma başlanmış.
Yapının plan şeması Kayseri’nin mimari geleneğinde sıklıkla rastlanan “avlulu yapı” şemasında ele alınmış. Yapı birbirine bitişik, biri açık, biri kapalı iki avludan meydana geliyor. Bu özellik Kayseri Gevher Nesibe Şifahanesi gibi tipik Selçuklu medresesi planına sahip yapılarda da görülüyor. Gevher Nesibe Şifahanesi’ndeki bitişik iki yapıdan batıda şifahane doğudaki tıp medresesi ve bu işlevsel ayrım benzer şekilde projede avluların, hizmet alanları ile servis alanlarını ayırması olarak yorumlanmış. Temel amaç Kayseri’nin tarihinden gelen ve sahiplenilmesi gereken mimari mirasa ait değerlerin yeniden yorumlanması ve modernize edilerek projenin tasarım dili ile işlev şemasının oluşturulması olmuş.
Özellikle bölgenin geleneksel mimarisinde görülen açık ve yarı açık alanlarla, avlu ve mekân hiyerarşisinin mekân algısına katkıları yeniden yorumlanmış. Yapı üç temel avludan meydana geliyor: Doğu avlusu, Batı avlusu ve bu iki avluyu birbirine bağlayan zemin kattaki ana avlu. Bu avlular yapıdaki açık, yarı açık, kapalı alanlar ile hizmet alanlarını birbirine bağlıyor. Bu sayede mekânsal örgütlenme iç içe geçerek şeffaflık ve kamusal özellikleri güçlendiren bir şemaya ulaşılmış. Doğu Avlusu’nun kuzeye, Batı Avlusu’nunsa güneye açılması ve katlarda yeşil terasların oluşturulmasıyla yapının çevre ile ilişkisi güçlendirilmiş. Yeşil teraslar arazinin yapı yerleşim sınırlarına yayılan kütleyi büyük parçalara ayırmış.
İçe dönük bir yapı olduğundan dış kabuk mümkün olduğunca sağır ve gelenekte olduğu gibi doğal taş kaplama yapılmış. Kayseri maden ve diğer yeraltı zenginlikleri bakımından zengin sayılabilecek bir il ve bu nedenle cephe kaplamasında bölgenin karakteristik özelliklerini yansıtan bazalt, mermer veya andezit gibi taş çeşitleri olabilir.
Yarışma alanının güneyinde bulunan Kocasinan Bulvarı’nın yaratacağı gürültü ve kirlilik sorunu halkın en çok kullanacağı zemin katın yeşil bir rampa aracılığıyla bu yoldan koparılması ile giderilmiş. Bu sayede kamunun ve çalışanların kullanacağı yarı açık rekreasyonalanları zemin katta oluşturulmuş. Bu alana yeşil rampadaki ana yola doğru genişleyen bir yırtıktan giriliyor. Yapının hizmet bölümüne ve zemin kattaki restorana girişler de bu ana avludan sağlanıyor.
Yeşil rampanın birinci kata ulaşmasıyla hizmet bölümü ile meclis ve toplantı salonlarının fuayelerine ikincil bir giriş imkânı sağlanmış. Yapının güneyine konumlandırılan rampa aynı zamanda Kocasinan Bulvarı’nın güneyinde bulunan yeşil bantla görsel ilişki kurarak yapının çevre ile entegrasyonunu güçlendirmekte.
Yaratılan avlular aynı zamanda yapısal işlevlerin şekillenmesini sağlıyor. Bu doğrultuda Batı Avlusu etrafında ana hizmet birimlerini, Doğu Avlusu etrafında ise salonlar ve başkanlık birimlerini topluyor. Doğu ve Batı Avluları’nın kamusal alan ile olan ilişkisi kat terasları ve yeşil rampalar ile güçlendirilmiş.
Yaratılan yeşil rampanın içindeki yırtık ile zemin kattaki ana avluya, yeşil rampanın birinci kata ulaşması ile de yapının tüm önemli mekânlarına halk- engelli ulaşımı sağlanmış.
Yapının taşıyıcı sistemi 6,3 m x 6,3 m aks aralığında çok kolonadlı betonarme sistem olarak kurgulanmış. Bunun üç önemli nedeni var: Birincisi; istenen mekânsal büyüklüklere bağlı olarak çalışma mekânlarının esnekliğinin ve işlevselliğinin sağlanabilmesi, ikincisi ekonomik bir yapım sistemi olması, üçüncüsü ise yine Kayseri’nin geleneğinde bulunan çok ayaklı yapı şemasına öykünerek bu sistemin getirdiği şiirsel duyguyu yapıya taşımak.
Yapıda yaratılan avlular ve teraslar sayesinde tüm mekânlar gün ışığından yaralanabilmekte – içeride doğal hava akımı oluşturulabilmekte. Ayrıca içe dönük bir yapı olduğundan dış kabuk mümkün olduğunca sağır ve gelenekte olduğu gibi doğal taş kaplama yapılmış. Kayseri maden ve diğer yeraltı zenginlikleri bakımından zengin sayılabilecek bir il ve bu nedenle cephe kaplamasında bölgenin karakteristik özelliklerini yansıtan bazalt, mermer veya andezit gibi taş çeşitleri olabilir. Bu kaplama yapının yazın sıcağından, kışın soğuğundan korunaklı hale gelmesini sağlayacak. Yapının kendinde oluşturulan bu doğal iklimlendirme ve doğal ışık alma yöntemleri ile yapının teknoloji çöplüğüne dönüştürülmeden sürdürülebilirliğinin sağlanması amaçlanmış.
Tasarlanan bu yapı misyonu iş dünyasına ve üyelerine danışmanlık yapan, yeni bilgiler kazandıran ve değerler katan bir kurumun, üyeleri ve halk ile ilişkisini kuvvetlendirecek. Üzerinde taşıdığı fonksiyonellik, esneklik, uygulanabilirlik, geleneği modernize etme, kalıcılık, çevre ile uyum, halka açıklık,şeffaflık, engelli erişebilirliği, sürdürülebilirlik ilkeleri ile de çevreye değer katmasını ve örnek olması önemsenmiş…
Proje Ekibi – : Hakan Deniz Özdemir, İbrahim Eyüp ve Hale Keskinalemdar
Selin Biçer Mimar