KAAN Architecten tarafından tasarlanan Hollanda Yüksek Mahkemesi’nin yeni binası, Lahey’nin düzenli ve tarihî şehir merkezine entegre oldu. Hollanda Yüksek Mahkemesi’nde Türkiye’den iki farklı mermer türü kullanıldı. Binadaki iki bölüm, bu iki farklı malzemenin kullanımıyla tanımlandı. Toplam 350 çalışana ev sahipliği yapan bina, 104 metrelik genişliği, 22 metrelik derinliği ve 27 metrelik yüksekliği ile büyük bir yapı olarak tanımlanabilir. Bu boyutlar, bina cephelerinin ölçülü canlılığıyla birleşerek şehir merkezinin bu bölümüne belirli bir oranda cazibe katıyor. Altı hukukçunun kaideler üzerine yerleştirilmiş bronz heykelleri bir dizi çınar ağacıyla yan yana gelerek, Parlamento’dan binalara kadar uzanan “Korte Voorhout” isimli kraliyet yolu üzerindeki yapı için geniş bir giriş cephesi oluşturuyor. Mermer bir bloktan yontularak çıkartılmış gibi bir izlenim veren giriş holü, cam panellerin ve zarif kafes işçiliğinin üst yapısı için sağlam bir temel görevi görüyor. Bu detaylar ve ilk bakışta birbiriyle tezat gibi görünen diğer elemanlar Yüksek Mahkeme’nin işleyişini yansıtıyor. Açık ve kapalı, seçkin ve işlevsel, sağlam ve semavi, ham ve rafine tüm detaylar, yargı kararlarının berrak zihinlerin ürünü olduğu bu rutin işleyişle birlikte konumlanıyor.
Daha büyük ölçekli kentsel tasarım ise küçük ölçekli mimari kararlar sayesinde başarılı bir şekilde hayata geçirildi. “Sırt çantası” olarak tanımlanan bölüm, incelikli eklemlendirme kararlarının bir örneği olarak öne çıkıyor. Binanın arka kısmında yer alan bu eklenti dışa doğru uzanarak çevresindeki peyzaja bağlanıyor. Camlar da aynı hikâyeye uyum sağlıyor. Zemin katta bulunan altı metre yüksekliğindeki pencereler, giriş holünün bulunduğu alanı şehre doğru çekiyor. Mahkeme salonlarını ve basın alanını barındıran Yüksek Mahkeme’nin giriş holü, binanın uzunluğunu kapsayan, zemin yüksekliğinin iki katı boyutundaki kamusal alanı oluşturuyor.
Tüm cephe boyunca dikey yüzeyler eşit aralıklarla bölünürken pencere kısımlarında yer alan narin kolonlar ön cephenin radikal ritimleri içerisinde kayboluyor. Dışarıdan bakıldığında cephede herhangi bir destekleyici kolon yokmuş gibi algılanıyor. Tüm konsept, tek bir tasarım detayı üzerine temelleniyor. Tüm çalışma alanlarında göze çarpan yüksek tavanlar en az 3 metre yüksekliğe sahip. Genellikle ofis binalarının içindeki hava, tavanda fazlaca yer kaplayan havalandırma boruları aracılığıyla dışarıya atılır. Bu cephelerin iklim kontrolü, cam vitrinler içerisinde bulunan geniş bir boşluk vasıtasıyla gerçekleştiriliyor; bu cam kutucuklar yalnız sıcak ve soğuk havanın değil aynı zamanda dışarıdaki trafik gürültüsünün de içeriye nüfuz etmesini engelliyor. Bununla birlikte pencereler istenildiğinde açılabiliyor ve rüzgarın ve sesin iç mekâna ulaşmasını engelliyor. Güneşlikler ve ışık filtreleri de ayrı ayrı düzenlenebiliyor; güneşlikler ilk pencerenin arkasında yer alırken ışık filtreleri ikinci pencerenin arkasında konumlanıyor. Ayrı olarak kontrol edilebilen bu çift koruma sistemi düz olduğu kadar eğimli bir yapısı da olan katmanlı bir cephe oluştururken aynı zamanda binanın genel yapısına daha da zarafet katan ince bir nüans yaratıyor.
KÜNYE
Mimarlık Ofisi: KAAN Architecten (Kees Kaan, Vincent Panhuysen, Dikkie Scipio)
Proje Konumu: Lahey, Hollanda
Tasarım Aşaması: Aralık 2012 – Ocak 2014
Yapım Aşaması: Eylül 2013 – Ocak 2016
İşveren: Rijksvastgoedbedrijf
Arsa Alanı: 2.500 m2
Toplam Zemin Alanı: 18.000 m2 (yeraltı otoparkı dahil)
Tasarım Ekibi: Allard Assies, Luca Baialardo, Christophe Banderier, Bas Barendse, Dennis Bruijn, Timo Cardol, Sebastian van Damme, Marten Dashorst, Luuk Dietz, Willemijn van Donselaar, Paolo Faleschini, Raluca Firicel, Michael Geensen, Cristina Gonzalo Cuairán, Joost Harteveld, Walter Hoogerwerf, Michiel van der Horst, Marlon Jonkers, Jan Teunis ten Kate, Marco Lanna, Giuseppe Mazzaglia, Ana Rivero Esteban, Joeri Spijkers, Koen van Tienen, Noëmi Vos