Tarih öncesi dönemlerden beri temel yapı malzemesi olarak kullanılan doğal taş, kışın sıcak yazın serin tutan, rutubetsiz ve ferah bir mekan deneyimi sunan yapısıyla her geçen gün yaşam alanlarındaki popülerliğini artırıyor. Karakteristik dokusuyla doğadaki canlılığı evlere taşıyan doğal taş, kullanıldığı yaşam alanlarına sıra dışı ve elegant bir tarz kazandırıyor. Bu ayki Dosya sayfalarımızı, çağdaş mimarların kullanıcılarının doğal yaşam alanlarında kök salmış hissetmelerine yardımcı olmak amacıyla doğal taşla hayat verdikleri, İspanya, Yunanistan, Belçika, ABD, Havai ve Şili’de yer alan ilham verici sahil evlerine ayırdık.
Livadia’da Tatil Evi
Mimari Tasarım: PALY architects
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 216 m2
Yer: Lia, Yunanistan
Fotoğraflar: George Anastasakis
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
Koutoulos Burnu’nun tepesinde, dağın kayasına yaslanmış Livadia’daki Tatil Evi, toprak ve taş malzemelerden yapılarak yapının doğayla bütünleşmesi amaçlanmış. Kuzey rüzgarından korunan uzun konut, güneye doğru Batı Girit Denizi’ne bakıyor. Dağın devamı niteliğindeki taştan yapılmış L şeklinde sağlam duvar, tüm iç mekanların düzenini tanımlıyor.
Biri oturma odası, mutfak ve yemek odası, diğeri yatak odası fonksiyonlarını barındıran iki net hacim, kayadan başlayıp dağ ve deniz arasında yükseltilmiş yüzen bir platform üzerinde biten uzun bir yarı açık yaşam alanıyla birbirine bağlanıyor. Yer, gök ve denizin birleştiği tasarımda, döşemelerde brüt beton, duvarlarda toprak renginde kil kaplama, paslı metal, pergolalarda doğal ahşap ve cephede yerel doğal taş kullanılan temel malzemeler arasında yer alıyor. Bir platform üzerindeki açık hava yemek ve oturma alanıyla açık barbekülü ve şömineli yarı açık alan, kullanıcılara rahat bir yaşam tarzı sunarken doğa ile diyalog kurmalarına da katkıda bulunuyor.
Xerolithi Evi
Mimari Tasarım: Sinas Architects
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 245 m²
Yer: Serifos Adaları, Yunanistan
Fotoğraflar: Yiorgos Kordakis
Doğal Taş: Xerolithi taşı
Mahal: Binayı çevreleyen dış duvarlar, bina duvarları
Doğal unsurlara, yerel mimariye ve geleneksel inşa yöntemlerine saygı gösterirken manzarayla bütünleşen Xerolithi Evi tasarımının odak noktası, dağınık yabani çalılar ve dev kayalıklarla süslenmiş çakıllı yamaçlardan oluşan bağlama uyum sağlamak olmuş. Uzun zaman önce arazi ekimi amacıyla örülmüş, yerelde ‘’xerolithies’’ olarak adlandırılan kısa taş istinat duvarları mevcut arsadaki en dikkat çekici unsur olarak tasarım sürecine dahil edilmiş. Genellikle yüksekliği bir metreyi geçmeyen bu duvarlar, eğime paralel düz şeritler oluşturuyor ve yamacın tüm yüzeyi boyunca uzanıyor.
Yunan Adaları denilince akla yığılmış beyaz kutular gelse de tasarımda mimarlar, evin ana cephelerini kserolitler olarak hayal ederek, alçaktan başlayan ve yavaş yavaş yükselen duvarlar sayesinde bu morfolojik önyargıya meydan okumuş. Duvarlar aralarında boşluklar oluşturarak, birbirinden bağımsız ve eğime göre yaklaşıp uzaklaşan yapılar haline getirilmiş. Bunu sağlamak için evin tüm programları sırayla yerleştirilmiş ve böylece yapı uzun ve dar bir forma kavuşturulmuş.
Yapının ön ve arka cephesinde geleneksel yöntemlerle, derz harcı kullanılmadan inşa edilen duvarlar, birbirinden bağımsız ve eğime göre yer yer yaklaşıp uzaklaşarak yaşam alanlarına yer açmış. Duvarlar, güçlü ada rüzgarlarından ilhamla, savrulmuş parçalar olarak konumlandırılmış. “Xerolithia” referansı doğrultusunda, evin çatısı, doğal manzarayı taklit eden toprak ve bitki örtüsü ile kaplanmış. Bu sayede, ev neredeyse görünmez kılınmış.
Minorka’da Taş Ev
Mimari Tasarım: Nomo Studio
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 450 m²
Yer: Minorka, İspanya
Fotoğraflar: Joan Guillamat
Doğal Taş: Yerel Kireçtaşı
Mahal: Binayı çevreleyen dış duvarlar, bina dış duvarları
İspanya’nın Minorka adasında bir tepede yer alan taş ev, adadaki tarım arazilerini saran eski kireçtaşı duvarlarla aynı teknik ve malzeme kullanarak inşa edilmiş. Cephede ve bahçe duvarlarında üst üste eklenerek oluşturulan taş katmanlar, mimari ve manzaranın uyumunu sağlarken doğal taşların tamamının villanın inşaatı sırasında topraktan çıkarılması da bu uyumu güçlendiriyor. Altı yatak odası, oturma odası, yemek odası, mutfak, garaj ve yardımcı birimlerden oluşan program; alt ve üst katı fiziksel ve görsel olarak birbirine bağlayan iki kat yüksekliğindeki ihtişamlı alanın etrafında düzenlenmiş.
Gün içi aktiviteleri için esnek alanlar sağlayan üstü kapalı veranda, mutfak, yemek odası ve oturma odasının uzantısı olan bir yarı açık bir mekan. Ev ile doğa arasında bir eşik oluşturan bu hacmin açılabilir çift camlı cephesi; ılıman mevsimde kış bahçesi, yaz mevsiminde gölgelik bir sundurma, kış mevsiminde ise yalıtım sağlayarak termal bir tampon işlevi görüyor. Bahçede yabani zeytin ağaçları ve yerel bitki örtüsü, kireçtaşı rampalı gri taş kaplı yüzme havuzunu çevreliyor. Cephe kompozisyonu, beyaz sıva ve açık renkli taşın geometrik bir yama oluşturmasıyla, Minorka’nın geleneksel doğrama ve beyaz sıvalı sövelerinin yeniden yorumlanmasını sağlıyor.
HyperFocal: 0
Huinawai İnziva Evi
Mimari Tasarım: Walker Warner Architects
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 7000 m²
Yer: Kona, Havai
Fotoğraflar: Matthew Millman
Doğal Taş: Kireçtaşı
Mahal: Cephe, zeminler
Doğal çevreyle uyum içinde tasarlanan Huinawai İnziva Evi, deniz kenarında 7.000 metrekarelik kayalık bir alanda yer alan altı minimalist yapı grubundan biri. Küçük bir köyü andıran merkezi ana avlu etrafında sıralanan her yapı, okyanus manzarasına yöneliyor. Sade bir tasarım yaklaşımıyla biçimlenen ev, gücünü çevresiyle etkileşimi ve peyzaj deneyiminden alarak kullanıcıların odağını, okyanusun sürekli sesleri ve kokularıyla, kıyıdaki dağların çarpıcı manzarasının sunduğu duyusal deneyimlere yönlendiriyor.
Garajda sona eren uzun bir araba yolundan erişim sağlanan L formundaki evin girişi, inzivaya açılan bir kapı niteliğinde. Beyaz kireçtaşı duvarlarla çevrelenen yapı, büyük geniş pencereleri ve sürgülü kapılarıyla yoğun peyzajlı avluyla Pasifik Okyanusu’nun ham doğasına tamamen açılmayı amaçlıyor. Peyzajın yeşilleri, sahildeki koyu renkli kayalıklar ve yapının beyaz kireçtaşı dış cepheleri tam bir kontrast oluştururken havuz, sahile yakın konumlandırılarak eşsiz bir günbatımı manzarası sunuyor.
Tavanların sedir; zeminlerin cilalı kireçtaşıyla kaplandığı ve yerel zanaat geleneklerinin canlı kalmasına yardımcı olmak amacıyla özel olarak üretilen mobilyalarla tamamlanan iç mekanlar, bölgenin engebeli manzarasının aksine sade bir tasarım anlayışına sahip. Kara ve denizin doğasını yansıtan sitenin mütevazı bir parçası olan yapı, doğal peyzajın kapsayıcı ruhuyla harmanlanmış.
Sonsuzluk Evi
Mimari Tasarım: Alberto Campo Baeza
Tamamlanma Tarihi: 2014
Alan: 900 m²
Yer: Cádiz, İspanya
Fotoğraflar: Javier Callejas
Doğal Taş: Traverten, kireçtaşı
Mahal: Cephe
Cádiz’de yer alan Sonsuzluk Evi, kullanıcılarına iz bırakan, zamansız bir deneyim yaşatmayı amaçlıyor. Atlantik Okyanusu sularının en ucunda taş bir platform olarak ortaya çıkan yapı, uçsuz bucaksız deniz manzarasına bakan bir iskeleyi andırıyor. Yapının sanki kum gibi görünen traverten cepheleri, yatay düzlemde ufuk çizgisiyle birleşerek sonsuz bir düzlem yaratıyor.
20 metre uzunluğunda, 36 metre derinliğinde büyük bir kutu olarak inşa edilen ev, Roma dönemi kalıntılarının bulunduğu bölgeye çok yakın olduğu için akropollere atıfta bulunarak Roma traverteni ile biçimlenmiş. İlk 12 metresi yer altında kurgulanan yaşam alanı için kayalık alanda 2 kat kazılmış.
Projede evin üst yüzeyine açılan merdivenler gibi görünen dış duvarlar da travertenle kaplanarak araziyle bütünleşen tasarım fikri güçlendirilmiş. Platforma açılan merdivenler, yapının girişinde konumlandırılmış. Mitolojiye göre bölgenin insanların Tanrı’yla bir araya geldikleri bir buluşma noktası olduğu söylenilen yeryüzü cenneti gibi bir alanda konumlanan Sonsuzluk Evi, yatay düzlemde sunduğu mükemmel manzarasıyla, zamanı durduruyor.
Juncal ve Rodney Evi
Mimari Tasarım: Pepe Gascón
Tamamlanma Tarihi: 2014
Alan: 361 m²
Yer: Begur, İspanya
Fotoğraflar: José Hevia
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
İspanya’da bulunduğu ortamla iç içe tasarlanan Juncal ve Rodney Evi, Akdeniz’de ufukta görünen dağ ve deniz manzarasına karşı konumlanıyor. Üç yatak odası ve iki katlı bir ortak kullanım alandan oluşan proje, dik eğimli arazide manzaraya göre konumlandırılmış. Kuzey güney cepheli yatay hacim, komşu arsadan yığma taş bir duvarla ayrılmış. Yerel taşlarla biçimlenen bu duvarlar, araziyi geniş bir terasa dönüştürmüş. Evin girişine paralel taş duvarlar, hacmi iki bölüme ayırarak arsa üzerinde yapılan kazı çalışmalarından sonra kalan kayaların manzarasını sunan merkezi bir avlu aracılığıyla birbirine bağlanıyor. Bu bölümde yer alan bahçeye bakan merdivenler, evin ikiye bölünmesini vurguluyor.
Ana hacim taş istinat duvarına bağlı olmasına rağmen avlu, evin iki bölümü arasında ışığın içeri girmesine ve görsel perspektiflerin oluşmasına olanak tanıyor. Tasarım konspeti konsollu balkonlar ve teraslarla daha da zenginleştirilerek projede ufuk manzarasına yönelen bir mekansal süreklilik sağlanmış. Üst katları, teras ve balkonlarla serbest şekilde tasarlanan yapının alt kısmında tamamen denize açılan bir tasarım anlayışı benimsenmiş. Bölgenin sarp coğrafyası, kayalık zeminler, gökyüzü ve deniz tasarımı şekillendirmiş.
Sterling Orman Evi
Mimari Tasarım: Alexander Gorlin Architects
Tamamlanma Tarihi: 2021
Yer: ABD
Fotoğraflar: Peter Aaron
Doğal Taş: Gri granit
Mahal: Cephe
Hudson Nehri vadisindeki bir dağ gölüne bakan, ormanın içinde yer alan Sterlin Orman Evi, arazideki kayalar ve kaya çıkıntılarından oluşan doğal manzaraya uyum sağlayacak şekilde tasarlanmış. Yeşil çatısı, maun pencereleri ve gri granitle kaplanmış cephesiyle yapı, belli bir mesafeden çevresine karışıyor.
Ağaçların arasında, uçurumun içine doğal bir kaya rafına yerleştirilen ev, yarısı tepeye gömülü olduğu için, büyük enerji verimliliği yaratan toprağın yalıtım özelliklerinden yararlanıyor. L formlu planıyla yaşam alanları, mutfak, yemek ve oturma alanları barındırıyor. Tüm odalar, ormana bakan yüz metrelik büyük bir terasa açılıyor böylece bir ağaç evdeymişsiniz hissi yaratılıyor. Alt kat, her biri ormana bakan özel bir terasa sahip tüm yatak odalarını ve özel alanları içerirken garaj, misafir kanadı ve oyun odası, L şeklindeki planın bitişik kanadında yer alıyor. Yapı dışarıdan, engebeli ve rustik çevresinden büyüyen ormandaki bir kale gibi görünüyor.
LAB Evi
Mimari Tasarım: Studio Arthur Casas
Tamamlanma Tarihi: 2022
Alan: 947,56 m2
Yer: Taguaíba, Guarujá
Fotoğraflar: Fernando Guerra
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
Atlantik Ormanı’nın ortasında denize bakan bir arsa üzerinde yer alan LAB Evi, bitki örtüsü üzerinde asılı kalacak şekilde planlanmış. Okyanusa geniş bir bakış açısı sunan yapıda bu fikri gerçekleştirmek için, cephedeki beton kirişlere sabitlenmiş, 4 metre yüksekliğinde “L” formlu ahşap kaplı metal kanatlar kullanılmış.
Yapıda odalar alt katta, büyük pencereleri ve ormana bakan balkonları olacak şekilde düzenlenmiş. Alt kotta bir misafir odası ve bir ofis yer alırken diğer kat spa, sauna ve spor salonu gibi refah ve dinlenme ortamlarına ayrılmış. Orta katta, ağaç tepelerinin yüksekliğinde yerleştirilen sosyal alan, yemek alanıyla bütünleşen yaşam alanı ve yüzme havuzlu teras ile doğayla iç içe olma hissini pekiştiriyor. Üst katta ise 180 derecelik deniz manzarası ve bitki örtüsünün tazeliği ile birleştiren esinti sağlayacak şekilde tasarlanmış bir balkon bulunuyor.
Doğal taş ve ahşapla kaplanan cepheler, bulunduğu bölgenin peyzajıyla uyumlu bir maddesellik yaratırken çevredeki yeşil bitki örtüsüyle bir kontrast oluşturuyor. İç mekanda çalışma masası, sehpa gibi mobilyaların çoğu mimarlar tarafından özel olarak tasarlanmış.
Lia’da Tatil Evi
Mimari Tasarım: MOLD Architects
Tamamlanma Tarihi: 2013
Alan: 300 m2
Yer: Lia, Yunanistan
Fotoğraflar: Yannis Kontos , Iliana Kerestetzi
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
Dik bir yamaçta kompozit bir “teras” olarak tasarlanan Lia’daki Tatil Evi, Kiklad manzarasının kayalık yamaçlarında konumlanıyor. Taş duvarlar, kapalı alanları tanımlayan, avluları şekillendiren, kuzey rüzgarlarından koruma sağlayan ve manzarayı çerçeveleyen bir kompozisyon aracına dönüşerek eğimin doğal akışına uygun olarak iç ve dış mekanları oluşturuyor.
Toprak renginde sıkıştırılmış çimento harcı zeminlerle birlikte taş ve demir kullanımıyla evin “gizlenmesi” amaçlanmış. Bu mantık, çatılarda yenilebilir bitkilerin yetiştiği alanların yaratılmasıyla pekiştirilmiş. Çatı bitki örtüsü, çevrede yetişen zeytin ağaçları, zakkumlar ve begonvillerle birlikte peyzajın görsel olarak devam etmesine katkıda bulunuyor.
Adadaki hayatın büyük ölçüde açık havada yaşandığı göz önüne alındığında, dış mekanların farklı niteliklerde oluşturulmasına önem verilmiş. Tasarımda çatılı, kapalı ve korunaklı alanlar belirginken diğer hacimler güneşe ve rüzgara maruz kalacak şekilde serbest kurgulanmış. Yapıda kapalı ve açık alanlar iletişim kurarak denize inen rotayı oluşturmuş. Kapalı alanların birleşimi, geleneksel Kiklad konutlarının tipolojisi ile gerçekleştirilmiş.
Huentelauquén’de Ev
Mimari Tasarım: Izquierdo Lehmann
Tamamlanma Tarihi: 2007
Alan: 350 m2
Yer: Huentelauquen, Şili
Fotoğraflar: Luis Izquierdo W.
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
Şili’nin Huentelauquén kasabasında, sahilden kırk metre yükseklikte, rüzgarlı bir platonun kenarında denize bakan kırsal bir arazide yer alan yapı, sadece beş bacanın denize bakan gözcüler gibi çıktığı platonun ovasında kaybolmak üzere gömülmüş. Araziye yatay olarak yerleştirilen tasarımda, zemin katta odalar, rüzgardan korunan bir avlu oluşturacak şekilde, arazinin arkasındaki istinat duvarından uzakta, ufuk manzarasına dönük olarak sıralanmış.
Ufuk çizgisi ve kazılmış avlunun arasında asılı duran bir çift büyük pencere ile her iki tarafa açılan oturma ve yemek odası zemininin altına, denize açık bir terasla devam eden başka bir oturma odası yerleştirilmiş. Evin içinden geçen bir merdivenle iç avludan erişim sağlanan teras oturma odasının önüne yerleştirilerek ufuktan sahile kadar tüm deniz görülebileceği şekilde kesintisiz bir görüş açısı sağlanmış.