İnsanoğlunun yaşanmışlık izlerini
ebediyen içinde saklayan doğal taş, dayanıklı ve sürdürülebilir olması
nedeniyle süreç içinde mimarinin en temel yapı malzemelerinden biri oldu.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımıza farklı şekillerde girmeye devam
ederken günümüz tasarımının vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
2021 yılının tasarım dünyasına getireceği yenilikleri sorguladığımız ve
Covid-19 pandemisiyle birlikte hijyen faktörünün öncelikli hale şu günlerde,
yeni yılda doğal taş tasarım trendlerinin ne yöne evrileceğini, hangi kullanım
alanlarında daha çok kullanılacağını, karakteristik renkleri ve dokularıyla
hangi doğal taş çeşitlerinin daha çok tercih edileceğini mimarlara, iç
mimarlara ve endüstri ürünleri tasarımcılarına sorduk.
Ali Derya Dostoğlu, Mimar
Studio Per Se
Doğal taşın önemli
özelliklerinden biri, duvarlarda belli bir kalınlığın üstünde kullanıldığında
iyi bir ısı yalıtım unsuru olarak çalışması. Gündüz bünyesinde biriktirdiği
ısıyı, gece binanın iç mekanlarına sirayet ettirmesi. Aynı şekilde gece
serinliğini de gündüz sıcaklığına katması. Örneğin Kuzey Ege gibi gece ve
gündüz sıcaklık farklarının fazla olabildiği bir coğrafyada giderek daha fazla
örneğini gördüğümüz doğal taş duvarlı evlerin, malzemenin bu özelliğinden
yararlanmak için uygun bir ortam sunduğunu düşünüyorum. Bu doğrultuda, doğal
taşın çeper duvarlarında dolgu veya kaplama olarak kullanılma arzusunun,
yüzyıllardır olduğu gibi bu yıl da süreceğini düşünüyorum. Elbette bölge iklim
ve coğrafyasına, aynı zamanda da yöre mimarisine uygun bir seçim yapabilmek
için imkan varsa inşa faaliyetinin süreceği arsa üzerindeki yıkıntılardan,
yoksa da yöredeki taş ocaklarından doğru doğal taşı seçebilmek önemli. Tabii
ki, taş ocağı alanlarının rehabilitasyonunun gerekliliğini de akıldan
çıkarmadan…
Kırsalda ev yapma arzusunun özellikle arttığı bu dönemde, doğal taşı duvar
dolgusu ve cephe kaplaması olarak sık sık göreceğiz. Doğallık arayışı, iklim
krizinin derinleştiği ve buna koşut olarak da sürdürülebilirlik kavramının
mimari konjonktürde önem kazandığı 2000’lerin başından beri mimari
uygulamalarda etkisini günden güne daha fazla hissettiriyor. Pandeminin bu
etkinliği arttırdığı ve doğal olana yönelim sürecini hızlandırdığı da bir
gerçek. Uzaktan çalışmanın hayatlarımıza girişi ile de örtüşen bu durumun,
doğaya, doğal malzemeye ve elbette doğal taşa olan talebi artıracağını
düşünüyorum.
Hakan Habif, Mimar
Habif Mimarlık
Doğal taş konusunun başlı başına
çok geniş ve uçsuz bucaksız bir dünya olduğunu düşünüyorum. İnsanlığın
gelişiminden bu yana gerek yapı elemanı gerek ev gereçleri olarak hayatımızda
hep ön planda oldu. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte de yerini çok daha
güncel malzemelere bırakarak hayatımızda farklı şekillerde yer almaya devam
etti, bundan sonra da devam edecek. Teknolojinin baş döndürücü bir hızla
ilerlediği bu dönemde, dekorasyon elemanı olarak kullanılan taş malzemelerin de
tam tersine olabildiğince doğal, üzerinde işlem yapılmamış, yapılsa bile doğal
görüntüsünü bozmayan işlemler ile artarak kullanılacağını düşünüyorum. Bana
göre doğal taş malzemeye aksesuar olarak daha sık rastlayacağız. Örnek vermek
gerekirse, eskiden havan, kase, şamdan olarak sık sık karşımıza çıkan doğal taş
ürünler, süreç içinde yerini daha endüstriyel malzemeden yapılmış örneklerine
bıraktı ancak önümüzdeki yıllarda hayatımıza yoğun bir şekilde tekrar gireceği
kanısındayım.
Hepimizin yaşayıp deneyimlediği pandemi süreci, birçok konuyu tekrar tekrar
sorgulamamıza neden oldu. Bu nedenle bizlerin biraz daha basit hayatlara
yönelmemizi sağlayacağını ve bununla beraber kullandığımız ürünlerin de bu
süreçte sadeleşeceği ve basitleşeceği fikrindeyim. Özet olarak doğal taş yeni yılda
en doğal ve en az el değmiş halleriyle artarak kullanılacak.
Zeynep Akten, Mimar
Tuba Şehitoğlu, Mimar
GIGoffice
İçinden geçmekte olduğumuz zorlu
pandemi dönemi, insanların mekanlara ve özellikle kendi ofis alanlarına
dönüşmüş olan evlerine bakış açılarını ve algılayış biçimlerini değiştirdi.
Kendi evlerimizin içerisinde bir yandan iş hayatımıza konsantre olabileceğimiz
kaçış alanları ararken bir yandan da çalışma hayatı dışındaki yaşantımız için
aynı mekan içerisinde huzur, güven ve sakinlik gibi kavramlara ihtiyaç
duyuyoruz. İşte tam bu noktada, insanın doğaya ve doğal olana duyduğu yakınlık,
bu yakınlığın sağladığı rahatlık, tarih boyunca evrimsel çalışmaların temelini
oluştururken içinden geçtiğimiz bu dönem, insanoğlunun biyofili kavramını evine
taşımayı arzu ettiği bir sürece dönüştü. Bu düşüncelerin ışığında, 2021 yılında
doğal taşın, adı üstünde doğanın bir parçası ve sürdürülebilir olmasından
dolayı hem yaşam alanlarında hem de sosyal ve ticari mekanlarda daha sık
kullanılacağına inanıyoruz. Aynı şekilde hijyen koşullarını maksimumda sağlayan
ve bunun yanında fiziksel olarak özellikle evlerin içindeki diğer objeler ve
renklerle uyum sağlayabilecek doğal tonlarda dingin taşlarla birlikte, eski
mekanlara yeni nefesler sağlayabilecek sıra dışı taşların da daha fazla ilgi
göreceği kanaatindeyiz.
Genel olarak gerek mahrem ve sosyal gerek çalışma hayatımıza dair yaşantımızla
ilgili farkındalığımızın daha da fazla yükseleceği bu önümüzdeki dönemde, doğal
taşın şömine, duvar kaplaması gibi dekoratif ve seyredilen bir öge olma
halinin, çok daha dokunulabilir elemanlarla gündelik kullanıma doğru
evrileceğini düşünüyoruz. Bu, sadece misafir geldiğinde kullanılan büyük bir
mermer yemek masası fikrinden çıkıp her gün dokunduğumuz çalışma masamız ya da
belki de yanımızda taşıyabileceğimiz küçük kişisel objelere kadar hayal
edebileceğimiz bir yelpaze…
Son yıllarda doğaya verdiğimiz tahribatın farkına varmamız, yüzümüzü doğaya
dönmemize zemin hazırladı. Hepimizin zaman zaman tecrübe ettiği üzere doğanın
kendisi, insanın hayata tutunma iradesi ve beraberinde üretmesi lehine
motivasyon sağlar. Edward O. Wilson’ın tanımına göre yukarıda da bahsettiğimiz
biyofili kavramı, “yaşayan organizmalar ile çevrili olmanın getirdiği zengin ve
doğal hazdır”. Daha da öncesinde Antik Yunan filozofu Aristoteles, “doğa
sevgisi” terimini “iş birliği” anlamında kullanmaktadır. Doğayı ve doğanın bize
sağladıklarını artık çift taraflı bir fayda zihniyeti ile değerlendirme zamanı.
Sürdürülebilirlik, asıl şimdi gündemimizi işgal edecek ve etmeli. Bizce doğal
taş; yeni yılda tüm erişilebilirliği ile insanın hem beden hem zihin sağlığı
için ihtiyaç duyduğu ortamın vazgeçilmezlerinden biri olacak.
Büşra Koçak, Mimar
TheCATwork
Günümüzde, özellikle pandemi ile
birlikte yaşadığımız ve birçok konuyu yeniden ele aldığımız bu süreç; değerini
atladıklarımızı, unuttuklarımızı veya gözden kaçırdıklarımızı tekrar
keşfetmemize olanak sağladı. Tarihin en eski çağlarından beri doğada organik
halde varlığını sürdürmekte olan doğal taş da bunlardan biri. Tarih boyunca
çeşitli özellikleri ile birçok farklı amaçla kullanılarak rüştünü ispatlamış
olan bu malzeme, her ne kadar sanayi devriminden sonra geliştirilen muadil
malzemeler ile kıyaslansa da özellikle prestijin, eşsizliğin ve zamansızlığın
arandığı mekanlarda tercih önceliğinde ve tahtını hala korumakta.
Son yıllarda, nitelikli yapı üretimindeki doğal taş kullanımının artışına ek
olarak mobilya, ev dekorasyonu, kişisel aksesuarlar gibi endüstriyel tasarım
ürünlerinde; tasarıma elverişliliği, dayanıklılığı, hijyenikliği, yüzey
çeşitliliği, esnekliği, ebatlanabilirliği ve yerel çeşitliliği sebebiyle tercih
edilmesi, kullanıcıların bu malzeme ile olan etkileşiminin artarak günlük
hayatlarının vazgeçilmezlerinden biri haline gelmesini sağladı.
Evlerde daha çok vakit geçirmeye başladığımız bugünlerde, kullanıcıların ve
tasarımcıların yaşam alanlarında doğal olan ile ilişki kurma ve nitelikli bir
mekan yaratma isteği, ahşap gibi doğal malzemelerin yanında doğal taşı tercih
etmelerine neden olacaktır. Bu yıl özellikle farklı yüzey seçenekleri ile
organik formlu, eşsiz desenlere ve renklere sahip birçok yerli doğal taşı, iç
mekanlardaki zemin kaplamalarında, mobilyalarda, endüstriyel ürün
tasarımlarında ve heykelsi formlardaki aksesuarlarda daha çok kullanacağız.
Nihal Akarsu, İç Mimar
Canan Tulca, Sanat Yönetmeni
Kitchen-ist
Pandemi ve iklim değişiklikleri
nedeniyle doğayla olan bağımıza dair farkındalığın arttığı bugünlerde, yüzümüzü
daha çok doğaya döneceğimizi ve seçimlerimizi yaparken de tercihimizi doğal
olandan yana kullanacağımızı düşünüyoruz. Teknolojiyle bu kadar iç içeyken
yapaylıktan uzaklaşmak adına doğalın sıcaklığı ve samimi hissiyatı,
tercihlerimizde bizi fazlasıyla etkileyecek. Bu anlamda olabildiğince ham ve
herhangi bir işlem görmemiş veya görmemiş gibi duran doğal taşların öne
çıkacağı kanısındayız.
Projelerimizde herhangi bir malzeme, genel olarak kullanım biçimi, hikayeye ve
konsepte olan katkısıyla anlam kazanıyor. Bu noktada doğal taş da, vurgulamak
istediğimiz bir düşünceyi ifade etmek için kullandığımız araçlardan biri. Örnek
verecek olursak yakın zamanda Bişkek’te tamamladığımız projede hikayesi
nedeniyle doğal taş kullandık. Bişkek’in en yüksek binasının en üst katında
tasarladığımız bu çağdaş Uzak Doğu restoranı, Tanrı Dağları ile çevrili,
muhteşem manzaraya sahip bir mekan. Büyüleyici konumu ve yarattığı hissiyat
nedeniyle, tasarımı adeta şehre tepeden bakan bir kayanın üzerindeki tapınak
gibi konumlandırdık. Detaya inecek olursak, Japon kültüründe en yaygın
dinlerinden olan Şinto dininin en önemli özelliği animizimdir; yani canlı ve cansız
varlıklara ruh atfedilir.
Dağlar, kayalar, rüzgar ya da yağmur; hepsinin bir ruhu vardır. Bizim de
amacımız bu mekana bir ruh atfetmek oldu. Bunu yaparken de doğal malzemeler ve
özellikle doğal taşlardan yararlandık. Mekanın girişinde sizi karşılayan havada
asılı gibi duran kaya parçası ya da doğal taştan yapılan karşılama bankosunun
hemen arkasında yine doğal taş kaplamalı, cam tavana saplanarak göğe doğru
yükselen sütunlar… Hemen hepsi o mistik ambiyansı vermek amacıyla doğal taş ile
kurgulanan detaylar. Ek olarak doğal taşı oyarak kaya formu verdiğimiz ortak
masa ayağının, malzeme olarak doğal taşa nasıl anlam kattığımızı anlatan iyi
bir örnek olduğunu düşünüyoruz. Yeni yılda ise doğal taşın ıslak hacimlerin
yanı sıra mobilya ve aksesuarlarda daha sık karşımıza çıkacağını öngörüyoruz.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte doğal ürünlere uygulanan; emiciliği azaltan,
koruyan ve doğal görünümü bozmayan işlemler sayesinde, doğal taş talebinin
etkilenmeyeceği, hatta saydığımız diğer nedenlerden dolayı daha da artacağı
kanısındayız.
Arda Işık, Mimar
XL Mimarlık+Mühendislik
Doğal taş, yerin ruhunu taşıyan
izleri ve dokusu ile yeni yılda daha da öne çıkacak. Taşın coğrafi ve
kalıtımsal özelliklerini gösteren farklı veya alışılmamış renk paletlerini
barındıran taşlar ile farklı yüzey ve doku özellikleri gösterecek şekilde
işlenmiş taş plaka veya karoların, teknoloji bazlı fabrikasyon üretimin giderek
arttığı bu dönemde daha fazla tercih edileceğini düşünüyorum. Aynı zamanda,
siyah ve içinde kırmızı, mavi ve yeşil renk tonlarının olduğu mermerlerin,
boyuna kesimli plaka veya bookmatch kullanımlarının öne çıkacağı fikrindeyim.
Bu yıl özellikle az katlı yapılarda enine veya boyuna kesimli mermer plakaları
cephe kaplamalarında, farklı kesimli ve analog tonlarda traverten karoları da
zemin döşemelerinde göreceğiz. Ek olarak pandemiyle birlikte tüm dünya
üzerinde, dezenfeksiyon algısı ve bu kavrama bağlı temizleyicilerin kullanımı
çok yaygınlaştı. Hem bina ve eşya yüzeylerinde hem de kişisel olarak
kullandığımız temizleyicilerin doğal taşla pek de barışık olduğu söylenemez. Bu
nedenle doğal taş için yeni kullanım ve temizleme biçimlerinin de önerilmesi
gerektiğini düşünüyorum.
Melis Varkal Deligöz, Mimar
Gökhan Çelikağ, Mimar
OFİSvesaire
Doğal taş, oluşumu gereği eşine
az rastlanan bir malzeme. Yüzeyindeki her bir farklı oluşum zamanı
anlamlandırıyor, aynı zamanda tüm bu katmanlar bir bütünün temsiliyetini
üstleniyor. Heidegger’in mekanı anlamlandırma konusundaki yaklaşımlarını
incelediğimizde, mekanın duyularla deneyimlenip duygularla hissedilebilen bir
yer olduğu çıkarımını yapabiliriz. Bu çok zamanlı/ zamansız malzemenin
dokularında; duyularımızla deneyimlenmeyi bekleyen, kendi niteliğini
kullanıcının yaklaşımıyla dışa vurabilen ve mekanın ruhunu domine eden bir
özelliği olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle 2021 yılında, doğal taşın en çok
mekanı anlamlandırma konusundaki özelliklerinin öne çıkacağı kanısındayız.
Mermer, granit ve kuvars gibi her bir parçasında farklı dokular sunan, mekanla
kolay bütünleşebilen ve mekanın poetikasını domine eden taşlar ön planda olacak
diyebiliriz.
Bağlamla ilişkili olmakla birlikte, yeni yılda doğal taş kullanımı projede ana
unsur olmaktan daha çok, mekandaki detaylarda artacak. Bu detaylar mobilyalarda
yer alabileceği gibi, farklı yüzey tasarımları ile iç duvar veya zemin
kullanımları da mekana öznellik katacaktır.
Covid-19 pandemisiyle birlikte evlerimizde geçirdiğimiz zamanın niteliği ve
niceliği değişti. Bunun sonucu olarak bizlerin de konut mekanından
beklentimizin değiştiğini düşünüyoruz. Özellikle bu tür projelerde gerek
kattığı öznellik gerekse de barındırdığı huzur ve dinginlik hissi nedeniyle
doğal taşın iç mekandaki kullanımının artacağını öngörüyoruz.
Kerem Erçin, İç Mimar
İrem Başer, İç Mimar
Mahmut Kefeli, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Escapefromsofa
Zamansız bir malzeme olan doğal
taşın bu yıl da sıklıkla kullanılacağını düşünüyoruz. Sunduğu karakteristik
dokuların içinde bulunduğu mekanda yarattığı atmosfer bir yana, pandemiyle
birlikte sıklıkla tartışılan hijyen konusu doğal malzemeye yönelik tercihlerin
artmasına zemin hazırlayacak. Öte yandan yeni yılda, doğal taş uygulama
teknikleri ve bir arada kullanıldığı diğer malzemeler ile olan bütünlüğün de
öne çıkacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda alışılmış mermer desenlerinden
uzaklaşılıp daha sakin ve homojen dokuların tercih edileceğini söylemek yanlış
olmaz.
Kullanım alanı açısından geniş yelpazede karşımıza çıkacağını düşünüyoruz.
Zaten biz de escapefromsofa olarak hemen her alanda kullanıyoruz. Tabii ki,
kimi zaman hassasiyet derecesine göre doğal taşın cinsini değiştirmemiz
gerekebiliyor ancak her alan ve fonksiyon için bir doğal taş mevcut, önemli
olan da kullanmak istememiz. Pandemi süresince hijyen ve doğal malzeme üzerine
yapılan tartışmalar, pazarlama stratejileriyle birlikte özellikle porselen gibi
bazı malzemelerin ön plana çıkmasına zemin hazırlayabilir ancak ne olursa olsun
hiçbir inorganik malzemenin doğal olanın yerini tutabileceğini düşünmüyoruz.
Esen Akyar, Mimar
IGLO Mimarlık
Doğal taş zamansız bir malzeme
ancak her malzemede olduğu gibi doğal taş kullanımında da yenilikleri,
teknoloji ve inovatif düşünce belirliyor. Dolayısıyla bu katı malzemenin aldığı
şekiller teknolojiyle birlikte dönüşüm geçirmeye devam ederken kullanım alanları
da giderek artıyor. Bu anlamda farklı doğal taş malzeme kullanımını önümüzdeki
yıllarda daha sık göreceğimizi düşünüyorum. Çeşitli uygulamalar ve kullanım
alanlarına değinecek olursak, ince ve esnek taş uygulamalarının monolitik
görüntü elde edebilmek adına avantajlı olduğunu düşünüyorum. Üstelik esnek
oluşu, dairesel yüzeylerin kaplanmasına imkan sağlıyor. Ebatlı yani karolajlı
olan kendinden yapışkanlı doğal taş kaplamalar, yine ince ve esnek taş
uygulamasıyla benzerlikler gösteriyor. Hafif ve esnek olmasının yanı sıra kendi
başımıza uygulayabiliyor olmamızı avantajlı buluyorum. Kompozit doğal taş
paneller ise birbirini tamamlayarak çok daha güçlü özelliklere sahip yeni bir
malzeme ortaya koydukları için bana göre heyecan verici. Ek olarak arkadan aydınlatmalı
doğal taş paneller, elde edilen yarı şeffaflık sayesinde oldukça hoş bir
atmosfer ve aydınlatma sunuyor.
Doğal taş kullanılan çift taraflı şöminelerin son yıllarda yükselişe geçtiğini
görüyoruz. Mekana her yönden görülebilecek şekilde yerleştirildiğinde sadece
bir şömine olmaktan çıkıp mekanı tanımlayan bir öğe haline geliyor. Üstelik
doğal taş paneller sayesinde, neredeyse hiç ek yeri olmayan ve zeminden tavana
bütünlük sunan heykelsi şömineler elde etmek de mümkün. Doğal taş lavabolar da
yine farklı kullanım alanlarına örnek verilebilir. Covid-19 pandemisiyle
birlikte hijyen konusunun olduğundan daha sık konuşulduğu bir dönemdeyiz. Bu
anlamda, doğal taş lavaboların, hijyen odaklı birtakım uygulamaların
geliştirilmesiyle birlikte daha sık kullanılacağı kanısındayım.
Benim de çok sevdiğim bir malzeme olan doğal taşı gönül rahatlığıyla kullanmaya
devam edebilmemiz için taş ocağı madenciliği teknolojisini sürdürülebilir hale
getirecek devrim niteliğindeki inovasyonlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Renda Helin Çilaloğlu Çizer, İç Mimar
Renda Helin Design
Yeni yılda doğal taşların
hijyenik faktörü nedeniyle öncelikli tercih sebebi olacağını düşünüyorum. Bu
anlamda pijamalı Marmara mermeri, bakteriyi en az seviyede barındırma
özelliğiyle yükselişe geçecek. Bir dönem mobilyalarda da trend haline gelen bu
malzemenin bu kez daha çok hijyen açısından ön planda olacağı kanısındayım.
Aynı zamanda doğal taşların mobilyalarda ve tezgahlarda sıklıkla
kullanılacağını düşünüyorum. Masa gibi hijyenin önemli olduğu noktalarda,
tercih doğal taşlardan yana olacaktır. Konsol, sehpa ve hatta koltuklarda bile
mermer kullanımı, şu anda yurt dışında bazı trend belirleyici markalar
tarafından tercih edilmeye başlandı bile. Giderek daha da yaygınlaştığını
göreceğiz. Ayrıca, mutfak kapaklarında da bir süredir devam eden mermer modasının
birkaç yıl daha süreceğine inanıyorum.
Tasarım trendleri açısından parıl parıl parlayan mermerlerden ziyade, daha ham
ve mat görüntülerin olduğu doğal taşların yükselişe geçecek. Örnek vermem
gerekirse son dönemde favorim olan ve ülkemizde de çıkan Seagrass mermerin
betona benzer doğal görüntüsünü çok beğeniyor ve projelerimde de kullanıyorum.
Pandemiyle birlikte doğal taşa olan talebin artacağını düşünüyorum. İnsanlar
doğal malzemelerin insan sağlığı açısından daha iyi olduğunun farkına varmaya
başladı. Doğal yaşam ve doğal malzeme trendi gün geçtikçe yükseliyor ve
yükselmeye devam edecek. Hijyenik, bakteri tutmayan doğal malzemeler, mimarlar
ve sektörün önde gelenleri için giderek artan bir süratle tercih edilecektir.
Doğan Mete, Mimar
Doğan Mete Mimarlık
Pandemi sonrasında mesafeyi
koruyabildiğimiz kendimize özel alanların değer kazanmasıyla birlikte bahçeli,
şömineli, özel teraslı mekanlar daha çok tercih edilmeye başlandı. Bu nedenle
doğal taş malzemeyi konutlarda; mutfak tezgahlarında ve şömine üstü duvarlarda,
ofislerde ise giriş ve karşılama alanlarında daha sık göreceğimizi düşünüyorum.
Bu yıl bana göre sık damar yapılı mermerleri sıklıkla kullanacağız. Son dönem
projelerimizde de hem bizim hemde işverenlerimizin tercihleri bu yönde
ilerliyor. Bu şekilde farklı ve aynı zamanda şık bir görünüm ortaya
koyabiliyoruz. Aynı zamanda doğal malzemelerin sağlık ve hijyen açısından
değeri de tercihleri yönlendiren sebepler arasında başı çekiyor. İçinde
bulunduğumuz dönem, bu yönelimin giderek artmasına neden olacak.
Ek olarak son zamanlarda mermer malzeme, işlevinden çok görsel açıdan daha
doygun durduğu ve yumuşak renk tonlarındaki geçişleri doğru şekilde yapabildiği
için sıklıkla tercih ediliyor. Bu yıl, televizyon duvarlarında daha çok mermer
göreceğiz. Bir başka deyişle, mermer her zaman alıştığımız veya tam tersi
yepyeni bir noktada projelerimizde hayat bulmaya devam edecek.
İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde ihtiyaçlar ve beklentiler hızla değişmeye
başladı. Hijyenin değeri ve bugüne kadar aslında hangi noktalarda ihmal
edildiği artık çok daha fazla dikkat çekiyor. Bu durum da bizi, bu detayları
çözmeye, hijyen gerektiren tüm alanlarda çok daha titiz bir çalışma yapmaya
yönlendiriyor. Bu anlamda COVID-19 sonrasında, hijyen açısından sağladığı
avantajlar nedeniyle mermere olan yönelimin giderek artacağını düşünüyorum.