Ülkü Karaburçak, Mimar
İnsanların doğada vakit geçirdikleri oranda mutlu ve sağlıklı hissettikleri, doğaya dönüş özleminin fazlasıyla arttığı bu dönemde doğal taş, doğayla hemhal olan yapısı, sunduğu tüm fiziksel ve estetik avantajları sayesinde konut tipolojisinin çağdaş örneklerinde en güçlü şekilde varlığını sürdürmeye devam ediyor. Tam da bu nedenle bu sayıdaki Dosya sayfalarımızı, İspanya, Meksika, Yunanistan, Paraguay, Hindistan, Brezilya ve Endonezya’da doğa ile iç içe konumlanan ve doğal taşla biçimlenmiş modern konut tasarımlarına ayırdık…
Alpha Evi
Mimari Tasarım: Alexis Dornier
Tamamlanma Tarihi: 2020
Alan: 280 m²
Yer: Ubud, Endonezya
Fotoğraflar: KIE
Doğal Taş: Kumtaşı
Mahal: Duvar ve çatı kaplamaları
İki katında iki farklı mimari karakteri yansıtmayı amaçlayan Alpha Evi’nde oturma odası, mutfak, fuaye ve garajın konumlandığı zemin kat basit kutu formundaki hacmiyle yapıya eklemlenerek üst kat için kaide görevi görüyor. Yapının kendine özgü temaya sahip üst katında, tekrar eden ve ritmik bir sekans yaratan bükülmüş yüzeyler, duvarları ve tavanı meydana getirmiş. Duvarları ve çatıyı oluşturan bu ritmik ve ikonik örüntü, Bali’nin dağlarının oluşturduğu arka planla harmanlanan heykelsi bir manzara çiziyor.
Binanın çatısını oluşturan dalgalı form, yapı yönünde paralel uzanan havuzun dalgalı karakterinin bir yansıması niteliğinde. Çatının basit bir örüntü kuran formu, doğu-batı yönünde gölgeleme sağlamanın yanı sıra mahremiyet de oluşturuyor. Konut yapısında, Bali’de inşaatların temel malzemesi olan ve bölge yakınlarından çıkarılan “Kerobokan taşı” adındaki geleneksel sert kumtaşı kullanılmış.
Zeytin Ağaçları Üzerindeki Ev
Mimari Tasarım: Gallardo Llopis Arquitectos
Tamamlanma Tarihi: 2016
Alan: 233 m²
Yer: Valensiya, İspanya
Fotoğraflar: Germán Cabo
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
Gallardo Llopis Arquitectos imzalı House on the Olive Trees, düzensiz kenarları olan, dik eğimli, çok sayıda zeytin ağacının bulunduğu geniş bir arazide yer alıyor. Benzersiz bir vadi manzarasına sahip yapı, kullanıcılarına dinlenmek, rahatlamak, hatta dünyadan soyutlanmak için eşsiz bir alan sunuyor.
Yapı, arazideki mevcut terasların ve zeytin ağaçlarının modülasyonuna saygı duyarak arazinin tepesinde konumlandırılmış bir gözlem alanı işlevini görüyor. Tasarımda geniş vadi ve uzaktaki dağların manzarasına hayran bırakacak ideal bir görüş noktası sağlamak için arazinin doğal eğiminden yararlanılmış. Yaşam alanlarını bütünleştirirken peyzaja karakter kazandıran iki katlı konut, araziye konumlanışıyla tüm gün boyunca iyi bir aydınlatma sağlıyor. Güneye bakan çatı, yoğun yaz güneşinden korurken kış güneşinin içeri alınmasına da olanak tanıyor. Çevrenin görünümünü güçlendiren canlı yansımalar sunan yüzme havuzu, gün batımı manzarasını seyretmek için ideal bir noktaya konumlandırılmış. Doğal taş duvarla kuzeydoğu yolundan eve giriş vurgunlanırken iç mekana giden yol boyunca da mahremiyet sağlanmış. İç mekanda, koridorla bağlantılı olan oturma alanı, yemek odası ve mutfak, şeffaf bir merkez işlevi görürken yatak odası, mahremiyet sağlamak amacıyla güneybatıya yöneltilmiş.
Projede, sadece form veya hacimle değil, malzeme kullanımıyla da kullanıcılara duygu aktarmak amaçlanmış. Temel elemanlar olarak kullanılan doğal taş, ahşap, ve cam malzemelerin her biri yapıda benzersiz bir doku ve atmosfer yaratmış. Evin ötesine uzanan duvarları somutlaştıran doğal taş, sağlamlık hissini artırırken ahşapla sıcaklık hissi, camla ışık ve manzara görüşü sağlanmış. Tasarım, mekanların iç ve dış sürekliliği ve seçilen malzemelerin uyandırdığı duygular ile birlikte, mevcut zeytin ağaçlarının içinde bir inziva noktası konseptini vurguluyor.
IP 01 House
Mimari Tasarım: Studio Gabriel Garbin Arquitetura
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 635 m²
Yer: Guaruja, Brezilya
Fotoğraflar: Fran Parente
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
Studio Gabriel Garbin Arquitetura imzası taşıyan yapı, São Paulo Eyaleti’nin güney kıyısında, plaja yakın olan bir arsa üzerinde konumlanıyor. Yapı, okyanus ve doğal bitki örtüsü manzarasının keyfini aynı anda deneyimlemek amacıyla Atlantik Ormanı’na yerleştirilmiş. Ana hacim, farklı işlevlerdeki yerel doğal taş ve beton malzemeli iki kütlenin birleşimiyle oluşturulmuş. Projede, sosyal alanların entegrasyonu ve samimi bir inziva alanı yaratmak için mahremiyet ön planda tutulmuş. Ana caddeye dik bir eklenti olarak konumlanan ilk hacim, garaj, lavabo ve giriş bölümünü içerirken ikinci hacim, mutfak ile doğrudan bağlantılı olan servis alanı, salon, havuz ve sosyal alanları içeriyor. Günlük rutinde temel bir rol oynayan ikinci hacim zamanla kullanıcıları yemeklerde bir araya getirmenin oldukça doğal bir yolu haline gelmiş. Yapıda ayrıca yatak odaları için de iç ve dış mekan ilişkisi kurularak sahil atmosferini en samimi şekilde hissettirmek amaçlanmış.
Jetvan Evi
Mimari Tasarım: Design Work Group
Tamamlanma Tarihi: 2018
Alan: 560 m²
Yer: Surat, Hindistan
Fotoğraflar: Sebastian Zachariah, Ira Gosalia
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
Hindistan’ın Surat bölgesinin eteklerindeki tarım alanlarının içinde yer alan Jetvan Evi, adını Hintçe’de sakin yer anlamına gelen bir kelimeden alıyor. Şehir yaşamından kaçıp burayı bir inziva evi olarak kullanmak isteyen ev sahipleri için mekan gizliliğinin ön planda olduğu bir yapı tasarlanmış. 10.000 m²’lik bir alana yayılan arazi, konut alanı, tarım arazileri ve yarı açık mekanlar olarak farklı bölgelere ayrılmış. Evin giriş bölümü doğal taş bir duvar ve mekanın karakterini tanımlayan peyzaj alanı ile vurgulanmış.
Plan yerleşimi, evdeki mahremiyet arayışına uygun olarak iki yanda kurgulanan özel hacimler ile bu mekanları birleştiren ve kullanıcılar için bir araya gelme imkanı sağlayan ortak alanlardan oluşuyor. Kuzey-güney doğrultusunda yerleşen yatak odaları ve yaşama birimleri, doğuya, onları görsel olarak besleyen oldukça geniş bahçeye bakıyor. Servis birimlerini saran doğal taş duvarlar, açık yüzme havuzunun etrafını çevreleyerek dokusal bir arka plan oluştururken; bloklar arası boşluk ile kuzey-güney bloklar arasındaki yükseklik farkı, bu yönler arasında rüzgar sirkülasyonunu sağlıyor. Blokların ortasında yer alan açık merdiven, heykelsi bir görünüm yaratırken aynı zamanda da arasında eşik mekan oluşturuyor. Yapıda, yükseklik farkları, boşluk ve oluşturulan cepler ile kütle ve cephede hareketlilik sağlanmış. Bulunduğu araziye saygı duyan Jetvan Evi’nde, malzeme paleti sade ve etkileyici seçimlerden yana olmuş. Cephede koyu gri tonlardaki yerel doğal taş ve kahverengi tuğla birlikte kullanılmış ve yapının içinde bulunduğu oldukça yeşil arazi, en önemli tasarım öğesi olarak vurgulanmış.
La Vida Evi
Mimari Tasarım: Zozaya Arquitectos
Tamamlanma Tarihi: 2013
Alan: 650 m²
Yer: Troncones, Meksika
Fotoğraflar: Cesar Belio, Michael Calderwood
Doğal Taş: Kireçtaşı ve yerel doğal taş
Mahal: Cephe, peyzaj ve havuz kaplamaları
Zozaya Arquitectos tasarımı La Vida Evi, Meksika’nın eşsiz manzarası ve sakin doğasıyla ünlü Troncones bölgesinde yer alıyor. Toplamda 2.000 m2 alana sahip, dikdörtgen ve düz bir araziye konumlanan yapı, bölgenin ana caddesinden erişime sahip. Projenin ana konsepti, yerel malzemelerden ve yerel ustaların gelişmiş işçiliğinden faydalanarak geniş alanlara sahip olan, ancak bölgedeki geleneksel tarza atıfta bulunan çağdaş bir ev yaratmak olmuş. Evin ana mekanı, yaşama ve yemek alanlarının bulunduğu, Meksika mimarisinde “palapa“ olarak bilenen palmiye yaprakları ve sazdan inşa edilen, açık cepheli mekanı çevreleyen iki hacimden oluşuyor. Yüksek bir çatıdan ve kuru yerel malzemelerden oluşan bu palapa, yılın büyük bir kısmında ferah bir mekan olarak kullanılmaya ve esintilerden yararlanmaya elverişli bir alan yaratıyor. Diğer hacimlerde kapalı alanlar şeklinde konumlandırılan mutfak ve aile odaları ile iki kata yayılan büyük yatak odaları bulunuyor. Evin dış mekanında yer alan bahçe, teras, havuz gibi mekanlar ise evi keyifli kılan ve oldukça konforlu hale getiren unsurlar. Yerel malzemelerin evin genelinde hakim olduğu görülüyor. Havuz kaplaması olarak bölgedeki nehirden çıkarılan taşlar kullanılırken cephe ve peyzaj ögelerinde yerel ustaların beceriyle ördüğü kireçtaşı duvarlar tercih edilmiş.
Minorka’da Taş Ev
Mimari Tasarım: Nomo Studio
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 450 m²
Yer: Minorka, İspanya
Fotoğraflar: Joan Guillamat
Doğal Taş: Kireçtaşı ve yerel doğal taş
Mahal: Cephe ve bahçe duvarları
İspanya’nın Minorka adasında bir tepede yer alan taş ev, adadaki tarım arazilerini saran eski kireçtaşı duvarlarla aynı teknik ve malzeme kullanarak inşa edilmiş. Cephede ve bahçe duvarlarında üst üste eklenerek oluşturulan taş katmanlar, mimarinin ve manzaranın uyumunu sağlıyor. Cephede kullanılan doğal taşların tamamının villanın inşaatı sırasından topraktan çıkarılan taşlar olması da bu uyumu güçlendiriyor. Altı yatak odası, oturma odası, yemek odası, mutfak, garaj ve yardımcı birimlerden oluşan program; alt ve üst katı fiziksel ve görsel olarak birbirine bağlayan iki kat yüksekliğindeki ihtişamlı alanın etrafında düzenlenmiş.
Gün içi aktiviteleri için esnek alanlar sağlayan üstü kapalı veranda, mutfak, yemek odası ve oturma odasının uzantısı olan bir yarı açık bir mekan. Ev ile doğa arasında bir eşik oluşturan bu hacmin açılabilir çift camlı cephesi; ılıman mevsimde kış bahçesi, yaz mevsiminde gölgelik bir sundurma, kış mevsiminde ise yalıtım sağlayarak termal bir tampon işlevi görüyor. Bahçede yabani zeytin ağaçları ve yerel bitki örtüsü, kireçtaşı rampalı gri taş kaplı yüzme havuzunu çevreliyor. Cephe kompozisyonu, beyaz sıva ve açık renkli taşın geometrik bir yama oluşturmasıyla, Minorka’nın geleneksel doğrama ve beyaz sıvalı sövelerinin yeniden yorumlanmasını sağlıyor.
Peak House
Mimari Tasarım: OMCM Arquitectos
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 200 m²
Yer: San Bernardino, Paraguay
Fotoğraflar: Leonardo Mendez
Doğal Taş: Kumtaşı
Mahal: Cephe, peyzaj ve bahçe duvarları
OMCM Arquitectos imzalı Peak House, Paraguay’ın San Bernardino şehrinde, ünlü tatil merkezlerinden biri olan Ypacaraí Gölü’nün romantik gün batımı manzarasına karşı konumlandırılmış. Kullanıcıların talebi üzerine aile ve arkadaşlarla keyifli vakit geçirmek üzere bir hafta sonu evi olarak tasarlanan konut, kayalık arazinin dik konumu nedeniyle kademeli teraslara oturtulmuş. Evin planlaması ise günün farklı saatlerinde manzarayı farklı perspektiflerden izleyebilmeyi mümkün kılacak şekilde yapılmış. Proje ekibi bu düşünceyle evin mekanlarını hiyerarşik düzende üst üste konumlanan birimler halinde düzenlemiş. Garaj ve hizmet alanları, sosyal alanların bir parçası olarak yapının en alt kotunda yer alıyor. Yemek odası ve mutfak üçüncü katta esnek bir mekan halinde yerleştirilirken, yatak odaları öğleden sonra güneşin odalardaki etkisini kıran bir balkona açılacak şekilde konumlandırılmış. En üst kat ise, yeşilin coşkusunun ve gün batımındaki göl manzarasının keyfini çıkarmak için panoramik bir teras olarak tasarlanmış.
Evin yapım sürecinde yerel malzemeler kilit rol oynamış. Başlangıçta betonarme olarak inşa edilmesi düşünülen yapının inşasında, kazı sürecinde ortaya çıkan doğal taş malzemeleri kullanma fikri tasarıma farklı bir yön kazandırmış. Böylece yerel taşların kullanımıyla enerji ve maliyet giderleri de azaltılmış. Böylece işlevsel olarak kullanıcılarının gereksinimlerini karşılayan, manzarayla uyumlu bir hafta sonu konutu ortaya çıkmış.
River House
Mimari Tasarım: Luciano Gerbilsky Arquitectos
Tamamlanma Tarihi: 2018
Alan: 1.200 m²
Yer: Valle de Bravo, Meksika
Fotoğraflar: Héctor Velazco Facio/José Margaleff
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
Luciano Gerbilsky Arquitectos imzası taşıyan River House, Valle de Bravo’da ormanlık bir alanda yer alıyor. Yapı, ana girişten başlayan ve tüm evi çevreleyen nehir tarafından ayrılan biri özel ve biri ortak alanları içeren iki hacimden oluşuyor. Bodrum katında ideal sıcaklık ve aydınlatmaya sahip bir şarap mahzeni ve bir multimedya odasını barındıran yapının teras kısmında mutfak, havuz, yemek ve oturma alanları bulunuyor. Özel alan, her biri kendi banyosu ve nehre bakan balkonunu içeren 5 yatak odasından oluşuyor. Yapının alt katında sauna, hamam ve masaj alanı içeren bir spa yer alırken her köşede açık ve kapalı mekanları birleştiren iç bahçeler yer alıyor. Yapı, geniş pencere ve yüksek tavanlara sahip geniş alanlara izin veren çelik çerçeve sistemi ile inşa edilmiş. Cephesi toprak rengi doğal taş ile kaplanan yapının tavanında cam, ahşap ve alüminyum malzeme kullanılmış. Ana iki kütleyi birbirine bağlayan, cam ve çelik malzemeden oluşan köprü, evin mimarisi ve doğal çevrenin manzarasını sunmayı amaçlıyor. Merkezi bir noktada buluşan eğimli çatılara sahip hacimlerden oluşan yapıda yüksekliklerinin kademeli olarak azaltılmasıyla her balkondan suyun sesinin ve manzaranın keyfinin çıkarılması amaçlanmış. River House, çevresindeki koyu gri renkli taşlar, topografya, bitki örtüsü ve nehir gibi doğal unsurlarla doğayla bütünleşen bir deneyim sunuyor.
Villa Mandra
Mimari Tasarım: K-Studio
Tamamlanma Tarihi: 2020
Alan: 600 m²
Yer: Mikonos, Yunanistan
Fotoğraflar: Claus Brechenmacher and Reiner Baumann
Doğal Taş: Yerel doğal taş
Mahal: Cephe
K-Studio tarafından tasarlanan ve Mikonos’ta konumlanan 6 yatak odalı tatil evi, muhteşem manzarayı, hassas bir şekilde düzenlenen taş duvarlarıyla bahçeyle bütünleşmiş bir bakış açısıyla kucaklıyor. Yapı, yavaş, rahat bir yaz mevsimi yaşantısı fikriyle inşa edilerek doğayla iç içe huzurlu ve özgür bir bağ kurmayı amaçlamış. Evdeki her mekan, dinlenme, düşünme ve keşfetme için yeni bir fırsat doğururken, form işlevden ziyade duyguyu izliyor. Evin çok sayıda konuğa hizmet etmesi beklenmesine rağmen, manzaraya büyük hacimlerle hakim olmaktan kaçınılmış. Geleneksel adanın mütevazi karmaşıklığından esinlenen mimari, geniş ama hafif pergola ile kaplı büyük bir yaşam alanı sunan “avlu”nun etrafından şekillenmiş. Bu avlu, salon ve mutfak hacimlerine kesintisiz biçimde bağlanan ve ötesindeki havuzla bahçeye bakan bir odak haline getirilmiş. Havuzu içine alan bahçenin altında, mahremiyet için ayrılan ve denize doğru kesintisiz manzara sunan yatak odaları bulunuyor. Yatak odalarının bu şekilde genel hacimlerden ayrıştırılmış olması sosyal ve özel alanı net bir şekilde bölüyor.
Evin karakterini oluşturan ana fikir, yerel miras ile çağdaş yaşam arasında köprü görevindeki nostaljik mimariyi yaratmak için kireç yıkama, doğal taş ve ahşap gibi geleneksel malzemelere uygulanan çağdaş tekniklerdir. Geleneksel olarak el işçiliğiyle inşa edilmiş doğal taş duvarlar, pahlı köşeleriyle pürüzsüz ve kendinden emin bir duruş sergiliyor. Villa Mandra, doğal malzemelerle zenginleştirilen ve çağdaş yaş yaşantısından esinlenilen mütevazi bir Yunan kültürü olan Kiklad geleneğinden beslenmiş.