Tarihten bu yana Akdeniz yerel mimarisinin karakteristik yapı malzemesi olan doğal taş, özellikle villa tipolojisinin çağdaş örneklerinde en güçlü şekilde varlığını sürdürmeye devam ediyor. İnsanın doğaya dönüş özleminin adeta mimaride vücut bulmuş hali olan çağdaş Akdeniz evleri, coğrafyanın iklimsel ve kültürel dinamikleriyle uyumu, doğayla hemhal olan yapısı, sunduğu tüm fonksiyonel ve estetik avantajları sayesinde çoğunlukla doğal taş malzemeyle biçimleniyor. Tam da bu nedenle bu sayıdaki Dosya sayfalarımızı, İtalya, Fransa, İspanya, Yunanistan ve Lübnan’da çağdaş mimarların tasarladığı, taşla biçimlenmiş 5 ilham veren Akdeniz evine ayırdık…
Casa ECS / Sicilya, İtalya
Mimari Tasarım: Giuseppe Gurrieri Studio
Tamamlanma Tarihi: 2017
Alan: 230 m²
Fotoğraflar: Manuela Minaldi
Doğal Taş: İstinat duvarları ve cephe kaplaması
Mahal: Yöresel doğal taş
Giuseppe Gurrieri Studio tarafından tasarlanan Casa ECS, İtalya’nın Sicilya bölgesinde yer alıyor. Arazinin doğal yapısı sayesinde, toprağın Akdeniz’e doğru olan yumuşak eğimi, ufkun ötesine uzanan ve üzerlerinde zeytin ve keçiboynuzu ağaçları yetişen, kuru taş duvarlarla korunan bir dizi terasla değerlendirilmiş. Proje tasarımı, yapıyı doğal çevreye adapte ederek doğaya en az etkileyecek şekilde müdahale etme ve enerji tasarrufu ilkeleri doğrultusunda gerçekleştirilmiş. Tasarımın temel fikri, yapının araziye kolaylıkla yerleştirilmesine olanak tanıyan doğal bir basamak oluşturmak amacıyla, yerel taşlarla kaplı bir istinat duvarı inşa etmek ve araziye doğru geri çekilen terasların çoğaltılmasına dayanıyor. Mimarlar doğal çevredeki beyaz taşı Casa ESC’nin hem yanlara doğru uzanan ön cephe duvar kaplamasında hem de istinat duvarında kullanmış. Böylece, kırsal manzara ve geleneksel ekili arazi arasında dikkat çekici bir süreklilik yaratılmış. Ayrıca, çatı bahçesi sayesinde yapı, çevreyi bütünleyen bir görünüme kavuşmuş. Bölgedeki yapıların tarihi geleneğini sürdüren bir anlayışla da evin kuzeyine iki adet avlu konumlandırılmış.
Yapının iç mekanları da, dış cephenin dokusuna uygun şekilde tasarlanmış. Salon, kuzeyde avlulara güneyde ise denize doğru bakacak şekilde konumlanıyor. Bu tasarım kararı, peyzajın yapının içinden geçtiği algısını yaratmış. Tüm tasarım kararlarında, yüksek ısı yalıtımının sağlanması için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, enerji verimliliği gibi konular ön planda tutulmuş. Böylece yapı, çevre dostu özellikleriyle de öne çıkıyor.
Casa M3 / Mayorka, İspanya
Mimari Tasarım: OLARQ-Osvaldo Luppi Architects
Tamamlanma Tarihi: 2017
Alan: 560 m²
Fotoğraflar: Mauricio Fuertes
Doğal Taş: Kumtaşı
Mahal: İç ve dış mekan cepheleri ve zemin kaplamaları Mayorka’da bulunan M3 House, konutların bir arada bulunduğu kentsel dokudaki bir arazi üzerinde tasarlanmış. Arazinin konumu ve karakteristik özellikleri tasarımda anahtar rol oynamış. Mahremiyet ve deniz manzarası arayışıyla, tasarımın başlangıcındaki kompakt hacmin bölünerek bir avluya açılması sağlanmış. Şeffaflık, yansımalar, veranda boyunca uzanan manzara gibi bir dizi kavram, sonsuz boşluğun kesintisiz varlığını güçlendiriyor. Kuzey – güney yönünde hafif eğimli arazideki ev, bodrum katı da bulunan iki katlı bir yapı olarak tasarlanmış. Parselin darlığı, yakındaki komşu evlerin varlığı, manzara bakış açıları, mekan oryantasyonu gibi koşullar tasarımda izlenecek stratejiyi belirlemiş. Kumtaşıyla kaplı kompakt bir hacimden oluşan konuttaki iç mekanlar, komşu konutlara yanal olarak kapalı, fakat zemin katta kuzey – güney yönünde sürekliliğe izin veren, hem iç hem de dış mekanda doğal taş döşemeyle vurgulanan bir veranda çevresinde konumlandırılmış.
The Hug House / Paros, Yunanistan
Mimari Tasarım: Re-act Architects
Tamamlanma Tarihi: 2017
Alan: 150 m²
Fotoğraflar: George Messaritakis
Doğal Taş: Yöresel doğal taş
Mahal: Yapıyı çevreleyen payanda duvarlar
Re-act Architects tarafından tasarlanan Hug House, Yunanistan’ın Paros Adası’nda yer alıyor. Özel koruma yasası altındaki, denize ve Naoussa Körfezi’ne bakan doğu yönlü proje alanı, Aghios Ioannis
Detis Çevre Parkı’nın bitişiğinde bulunuyor. İki binadan oluşan bir kompleks olan proje, ortak kullanılan bir açık alan ve havuzu da içeriyor. Tasarım, büyük bir yapı kütlesinin ikiye bölünerek araziyle uyum içinde konumlandırılmasına dayanıyor. Kütleler manzaraya bakacak şekilde, eğime uygun ve kuzey rüzgarlarından korunaklı olarak yerleştirilirken, aralarında merkezi bir avlu konumlanmış. Temel amacı koruma altındaki bölgeye minimum etki etmek olan tasarım kararlarıyla, yapı arazi topoğrafyasına uygun bir biçimde yerleştirilmiş. Giriş, arazinin kuzeyinde en yüksek noktada, taş payanda duvarlarının arasında bulunuyor. Duvarlar yapıyı meraklı gözlerden koruyarak kuşatıp “sarıyor”. Bazı yerlerde duvarlar, zemine ve çevreye adapte olarak, yapının bir parçası olurken, bazı yerlerde avlular yaratıyor. Beyaz sıvalı yapı duvarları yalnızca iç avludan görülebiliyor. Binanın cepheleriyse yanından geçenler tarafından parça parça algılanabiliyor. Böylece mahremiyet gereksinimi karşılanırken yapının çevreyle tam bir uyum içinde kamufle olması sağlanmış.
Senses / Zahlé, Lübnan
Mimari Tasarım: Wael Farran Studio
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 3000 m2 (bahçe), 220 m2 (iç mekan)
Fotoğraflar: Genia Maalouf
Doğal Taş: Hint kireçtaşı ve mermer
Mahal: Cepheler ve dış mekan zemin kaplamaları, banyo
Lübnan’ın güneyinde bulunan Senses, mevcut bir konuta ek olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş bir havuz evi. İç mekan, dış mekan ve peyzajın bütüncül bir yaşam tarzı oluşturmak amacıyla tasarlandığı evde büyük bir aile odası, spor salonu, yatak odası, banyolar, dış mekan duşları, servis mutfağı ve soyunma odaları yer alıyor. Arazideki zeytin ağaçları dikkatlice farklı bir alana taşınırken, arazideki kademeler ufuk çizgisiyle ve 8 metrelik bir şelalenin döküldüğü daha alt kademedeki daha küçük bir havuz ile birleşen, sonsuzluk havuzuna taşan bir jakuzi inşa etmek için kullanılmış. Alan ayrıca çocuklar için bir yüzme havuzunu da içeriyor. Alanın gün boyunca hissettirdiği zen hissi, bölgenin her tarafına stratejik olarak yerleştirilmiş ışıklandırmalarla geceleri daha mistik hale geliyor. Havuzların mozaik karolar kullanılırken, Hint kireçtaşı cephelerin baskın malzemesi oldu. İç mekanın bölme duvarları tüm alanın içeriden görünürlüğünü en üst düzeye çıkaracak şekilde inşa edilirken, projenin açık hava niteliğini vurgulamak için tavan üst bahçeyle birleştirildi.
Maison Sud des Landes / Hossegor, Fransa
Mimari Tasarım: Jean-Philippe Pargade Architecte
Tamamlanma Tarihi: 2017
Alan: 200 m²
Fotoğraflar: Sergio Grazia
Doğal Taş: Burgonya taşı
Mahal: İç mekan zeminler
Jean-Philippe Pargade Architecte tarafından Fransa’da tasarlanan Maison Sud des Landes, üzerinde çam ve mantar meşesi ağaçları yetişen, denizdeki bir kumulun üzerinde, deniz ve göl arasında konumlanıyor. Tasarım, arazideki mevcut evin yalnızca arazinin eğimine gömülü bodrum katının tutularak, yeni inşa edilen üst katlarla dönüştürülmesine dayanıyor. Mevcut bodrum üzerine konumlandırılan beton bir döşeme üstünde inşa edilen yeni yapının olabildiğince hafif olması amacıyla ahşap ve çelik tercih edilmiş. Kare planlı evde salon, açık mutfak ve iki adet yatak odası, bir taraça çevresine yerleştirilmiş. İlk iki kat arasında dolaşım merkezi merdivenle sağlanıyor. Çatı bahçesine ise verandadan başka bir merdivenle erişilebiliyor. Kare plan, tüm evi çevreleyen koruyucu çatı sundurmasını aşan bir galeriyle vurgulanmış. Galeri, sürgülü kafes örgülerle süslenmiş. Zeminde Burgonya taşı, tavanda ve doğramalarda karaçam, kafes örgülerde kırmızı ardıç ve taşıyıcı elemanlarda ise beton malzemeler tercih edilmiş.